Gönderi

Vejetaryenlık
Hiçbir varlık besinini pişirmez ya da öldürmez. Ama insan bu işte çok dikkatlidir. Nitekim, İrlandalı fizyolojist Garyuz, insanı yemek pişiren bir hayvan olarak niteler. Ona göre bu özellik, insanın diğer canlılardan üstün oluşunun delilidir. Oysa bu davranış doğa kanunlarına aykırıdır. Bu yüzden insan bedeni hiçbir zaman gerekli kuvveti alamamıştır. Bir miktar zehir de yiyeceğine karışır. Sebze ve meyve sularından yaşamsal elemanlar vücuduna girmezse, mutlaka ölür. İnsan, ateşin yardımıyla asla çiğken ağzına koyamayacağı tuhaf tuhaf yiyecekleri pişirip yer ve sözümona doğayı kandırır. Bordo, Besin Tarihi adlı yapıtında şöyle yazar: "Ateşin kullanılışı insanın etoburluğunun başlangıcına kadar uzanır. Çünkü hayvanların sert ve tadı kötü kasları ateşin verdiği değişiklik olmadan yenilecek gibi değildi." Böylece ölmüş canlılardan oluşan besinlerin her gün tüketilmesiyle damak zevki rotasından çıkmış ve alkol, esrar gibi keyif verici ve uyarıcı maddelere yönelinmeye neden olmuştur. Yiyecek, her şeyden önce doğanın bize verdiği şekilde çiğ olmalıdır. Profesör Rişe der ki: "İnsanın bir hayvan olduğunu kabul etmek gerek. Kimi zaman akıllı, ama çok defa bilgisiz ve yırtıcıdır. Kendi yiyeceği için bir hayvan gibi davranması gerekiyor. Bizim doğal yiyeceklerimizin milyonlarca yıl önce yaşayan insanınkinden farklı olmaması gerek. Yani bizim sade atalarımız ateşi tanımıyorlar ve yiyeceklerini pişirmiyorlardı. Pişirilmiş yiyecek yemek demek, beden yapımıza aykırı bir yaşam demek. Acaba pişirmek doğal yiyecekleri bozmuyor mu?" Öte yandan sebze ve meyvelerpişirilirken içerdikleri madensel tuzlar suda erir ve gerekli maddelerin çoğu kaybolur. Eczanelerdeki kimyasal ürünlerden fosfatlar doğal fosfatın yerini tutmadığı gibi, bedene de uyum sağlamaz. Şimdiki insan, doğa ona hoş kokulu ve leziz meyvelerle beslenme meyli vermişken, hırsından dolayı hayvan ve kuş leşlerini kokmuş meyve suları, hayvanların kan, bağırsak ve diğer sakatatıyla süsleyip türlü baharatlarla karıştırmak suretiyle leziz meyveler yerine yemektedir. Sarmısak, soğan, kokuşmuş peynir ve tütünün boğucu dumanı onun parfümü olmuş. Bozuşmuş üzüm suyunu ve zehirli meyve sularını içiyor. Bütün vaktini zehirli ve kanlı yiyecekler hazırlamakla geçiriyor.
Sayfa 68 - Yapı Kredi YayınlarKitabı okudu
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.