Her bireyin bir potansiyeli vardır, bunu ortaya çıkarmak vehayattan her şeye rağmen keyif almak için haftada bir bile olsa spora
gidin, resim, yeni bir dil, heykel ilgi alanınız ne ise bir
hobi edinin.
Hemen hemen herkes kendine güvenen, ne konuştuğunu bilen ya
da ne istediğinden emin ve gerçekten neyi istediğini biliyormuş gibi
davranan insanlardan hoşlanır. Bir düşünsenize etrafınızda böyle
insanlar vardır muhakkak ve onları tanımlamak için hayranlıkla “Ne
kadar da kendine güveniyor...” deriz. Ve bu kendine güvenen insanlar
bunu öylesine içselleştirmişlerdir ki tıpkı bir kuğunun suda yüzmesi
gibidir tavırları, aşırılık ve gösteriş yoktur. Onlar güçlerini içinden alır
ve ispata soyunmadan taşırlar bunu.
Kendinize inanıyormuş gibi yapmanız ve bu şekilde
hareket edip davranış ve tavırlarınızı böyle yönetmeniz bile
insanın kendisine güvenini
artıracak çok etkili bir yoldur. Çünkü zihin bu duruma giderek
inanmaya başlar ve bu güven duygusunu içselleştirir. Siz de ayna
karşısında bu çalışmaları yapın, ardından insanların yanında da
rolünüze devam edin. Giderek özgüveninizin arttığını göreceksiniz.
Sahip olduğunuz potansiyele inanın ve kendinize güvenin.
Özsaygınıza sahip çıkın. Kişinin kendisine saygı duyması,
kendisini sevmesi ve güvenmesi kadar önemli bir durumdur. Bunun
için de öncelikle özgüvenli olmak, zorluklarla başa çıkabilecek güçte
olduğunu düşünmek, her düşüşte tekrar tekrar ayağa kalkabilecek
kadar kendine inanç gerekir. İnsanın en önemli dayanağı önce kendi
olmasıdır, kendi olan insanın kendisine sevgi, saygı ve güveni de
yüksek olur.
Her neyi yapmayı planlıyorsanız planlayın zihninizde bir
“Yapamayacaklarım” listesi tutmaktan kaçının. Böyle bir listeniz
varsa bunu “Yapacaklarım” listesine çevirin ve planladığınız
hedeflerin üzerine gidin, çalışın.
Kendinizi zayıf, güvensiz ya da yetersiz gördüğünüz zamanlarda,
çoğu şey hatta yapabileceğiniz çoğu şey, size yapılamayacak kadar
zor gözükebilir, bu çok normaldir. Özgüven zaman içinde artan ya da
azalan bir seyirde ilerler zaten. Bu dalgalı bir denizde sörf yapmak
gibidir. Bir şeyi yapmak istemediğinizde, bu size sağlayacağı
faydanın zorluklardan az olduğu anlamına gelmez, zorluklar hep
vardır ve olmalıdır da. Bu sadece zorluklara konsantre olduğunuzu
gösterir. Tüm yapmanız gereken faydalara odaklanmak ve harekete
geçmek için ilham almaktır. İşin püf noktası engellere odaklanarak
pasif kalmak yerine, elde edeceğinize odaklanıp harekete geçmektir.
Kendinizi geliştirmek ve mutlu olmak için neyi yapılamaz olarak
gördüyseniz onu yapılacaklara dönüştürmek için tüm yolları deneyin.
Hatta bugün, geçmişte neleri imkânsız görüp vazgeçtiğinizi hatırlayın
ve şimdi olduğunuz yerden bir kez daha bakın. Vazgeçtiğiniz, rafa
kaldırdığınız şeyleri şimdi tekrar olduğu yerden indirip bugünkü
halinizle tekrar değerlendirin.
Hepimiz her gün yeni şeyler öğreniyor ve gelişiyoruz.
Geçmişinizdeki siz, bugününüze engel olmasın. Kendinize sürekli
olumsuz sözler söylüyorsanız, hak ettiğinizin bu olduğuna inanır ve
bunu ispatlayan birçok olumsuzlukla karşılaşırsınız. Yaşamınızın en
büyük belirleyicisi sadece sizsiniz.
Özsaygınıza sahip çıkın. Kişinin kendisine saygı duyması,
kendisini sevmesi ve güvenmesi kadar önemli bir durumdur. Bunun
için de öncelikle özgüvenli olmak, zorluklarla başa çıkabilecek güçte
olduğunu düşünmek, her düşüşte tekrar tekrar ayağa kalkabilecek
kadar kendine inanç gerekir. İnsanın en önemli dayanağı önce kendi
olmasıdır, kendi olan insanın kendisine sevgi, saygı ve güveni de
yüksek olur.
Her neyi yapmayı planlıyorsanız planlayın zihninizde bir
“Yapamayacaklarım” listesi tutmaktan kaçının. Böyle bir listeniz
varsa bunu “Yapacaklarım” listesine çevirin ve planladığınız
hedeflerin üzerine gidin, çalışın.
Kendinizi zayıf, güvensiz ya da yetersiz gördüğünüz zamanlarda,
çoğu şey hatta yapabileceğiniz çoğu şey, size yapılamayacak kadar
zor gözükebilir, bu çok normaldir. Özgüven zaman içinde artan ya da
azalan bir seyirde ilerler zaten. Bu dalgalı bir denizde sörf yapmak
gibidir. Bir şeyi yapmak istemediğinizde, bu size sağlayacağı
faydanın zorluklardan az olduğu anlamına gelmez, zorluklar hep
vardır ve olmalıdır da. Bu sadece zorluklara konsantre olduğunuzu
gösterir. Tüm yapmanız gereken faydalara odaklanmak ve harekete
geçmek için ilham almaktır. İşin püf noktası engellere odaklanarak
pasif kalmak yerine, elde edeceğinize odaklanıp harekete geçmektir.
Kendinizi geliştirmek ve mutlu olmak için neyi yapılamaz olarak
gördüyseniz onu yapılacaklara dönüştürmek için tüm yolları deneyin.
Hatta bugün, geçmişte neleri imkânsız görüp vazgeçtiğinizi hatırlayın
ve şimdi olduğunuz yerden bir kez daha bakın. Vazgeçtiğiniz, rafa
kaldırdığınız şeyleri şimdi tekrar olduğu yerden indirip bugünkü
halinizle tekrar değerlendirin.
Hepimiz her gün yeni şeyler öğreniyor ve gelişiyoruz.
Geçmişinizdeki siz, bugününüze engel olmasın. Kendinize sürekli
olumsuz sözler söylüyorsanız, hak ettiğinizin bu olduğuna inanır ve
bunu ispatlayan birçok olumsuzlukla karşılaşırsınız. Yaşamınızın en
büyük belirleyicisi sadece sizsiniz.
Kendi kişilik özellikleriyle sevilmediğini düşünen biri ancak
karşısındaki insanın dediklerini yaparsa sevilebileceğini,
onaylanacağını düşünür. Bu tip kişiler özgüveni ve öz değeri düşük
kişilerdir
İlişkilerde değer dengesini koruyun: Değer görmek herkesin
hakkı ama karşınızdaki kişi sizi değersiz ve mutsuz hissettirirse orada
sınır koymanız çok önemlidir. Alma-verme dengesini hep koruyun.
III. Duygularınızı ifade edin: Sizi kıran, üzen durumlar olduğunda
duygularınızı saklamayın, mutlaka ifade edin. Duygularınızı
söylemek hem yükünüzü azaltır, hem değerinizi artırır, hem de
sınırınızı belirler.
Aslında yaşamı ve yaşamın getirdiklerini okuma becerisini
geliştirmek bu duyguyla başa çıkmanın en güzel yoludur. Size
uymayan bir durum karşısında aşırı duygusal tepkiler vermeniz yerine
kendinize doğru sorular sorarak daha dengeli ve içinizde dış dünyaya
daha uyumlu bir atmosfer yaratabilir, daha az öfkelenir ve daha az
incinir ve incitirsiniz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.