Gönderi

Geleneğin boğucu darlığına ve tekdüzeliğine tıkılıp kalmış, dış düşmanların ve dirençlerin yokluğunda sabırsızca kendini paralayan, kendi peşine düşen, kendini kemiren, kurcalayan, hırpalayan insan, kendini kafesinin parmaklıklarına vura vura yaralayan, bu “ehlileştirmek” istenilen hayvan, bu yoksun olan ve çöle duyduğu sıla özleminin yiyip bitirdiği, kendi kendinden bir serüven, bir işkence yeri, güvenliksiz ve tehlikeli bir yabanıllık yaratmak zorunda kalmış olan insan - bu deli, bu özlem çeken ve umutsuz tutsak “vicdan rahatsızlığının mucidi oldu.
Sayfa 119
·
338 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.