Gönderi

Tam çıkıyordum, seslendi: "Pardon Madame, aramızda kaç yıl var?" Yüzden biraz fazla olmalı. Gözlerini ben den kaçırarak, sıkılarak sordu. "Yüz yıl içinde pek çok şey de değişmiştir. O bahsettiğiniz Kiev Nükleer Santrali mi, ne dediniz-elini pis bir şeyi iteler gibi silkeledi -onun gibi işte... Politik, dini, sosyal değişimler tabii..." Kuruyan boğazını Islatmak için üst üste yutkundu. Heyecanlanmıştı yine. "Ben, şey. ben hiçbirini bilmek istemiyorum. - Sesi titriyordu - Bir tek şey var merak ettiğim! İnsanoğlu mutlu mu? Acılar çekiyor mu? İnançlarını koruyabildi mi? Tümden yitirdi mi hepsini yoksa? Sorularına yatıştırıcı cevaplar verebiliyor mu artık? Yoksa bilinmeyen içinde o hummalı nöbet sürüyor mu?.... Mutlu musunuz Madame?" Öylece bakakaldım. Yüz yılın bütün günahlarını, sevaplarını bir başıma nasıl omuzlarım? Çaresiz kalakaldım. Ne desem beğenirsiniz? Hiçbir şey!... Gözlerimde neler gördü, ne vardı onu öyle korkutacak? "Gidiniz Madame, gidiniz artık," dedi acıyla gözlerini benden kaçırarak. Sesinde merhamet, anlayış, keder vardı.
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.