O günlerde Gülten hapishanede tanıdığı bir idam mahkumunun, Nevzat Çelik'in annesine yazdığı şiiri Ahmet'in önüne koyar: "Şafak Türküsü". 1986 yılıdır ve hala yüz binler hapishanelerde, haklarında karar bile alınamamış, yıllardır mahkemelerinin bitmesini beklemektedir. Hapishane önleri ağlayan anneler ve babalarla doludur. Üçüncü albüm, Ahmet'in bestelediği "Şafak Türküsü" adıyla çıkar. Ahmet bir kez daha toplumun kanayan yarasını anlatmış, bir kez daha sistemin yaramaz çocuğu olmuştur. Gözaltılar ve sorgular hiç bitmez; ama Ahmet artık iyiden iyiye tanınan ve çok tartışılan bir isimdir.