Gönderi

İnger Johansson'dan Bir Mektup, 24 Kasım 1994:
''Eminim ki senin söylediğin bütün sözler, herkesin yüreğine işledi. Bunun kanıtı da Amy Mimsa'dır. Amy'nin dediğine göre, görüş ve düşüncelerine verdiğin değerle onlara kattığın ciddiyet; dinleyicileri çok etkilemiş. Demem o ki konuşmanda gerçeği bu denli doğru dile getirmen -var olan normal gerçekler- konuşmandaki etkinin en büyük faktörüydü. Bunu daha önce bilenler için de yeni bir hatırlatmaydı. Gemimizdeki yolcular başta olmak üzere çok az kişi, bu gerçekleri bilmektedir. Ben, çoğu kimsenin bu gerçekleri bilmediğinden dolayı üzülüyorum. Ayrıca aydınların ve yazarların bu konuda insiyatif almamaları, yardımcı olmamaları da beni derinden üzmektedir. Çoğunluğun bilgilendirilip uyandırılması, düşünce özgürlüğüyle kültürel kimliğe saygı duymada iyi bir araçtır. * ''Sahip olduğun üzüntü içerisinde, şimdi olduğu gibi çalışmalarına devam etmelisin. Abhazyalı Ludmila Sagiraya'nın bana daha önce anlattığı şeyi, sen şimdi zihnimde canlandırdın. Abhazya'da Budistlerin istediği sistem budur. İnsanlar anlaşabilmek için kin ve nefretlerini barış için kurban etmelidir. Çoğu kişi için bu büyük bir kurbandır. Sadece bu şekilde açmazlar aşılabilir. Bunun farkına vardığımda anladım ki senin barış için söylediklerinle şiddete karşı söylediklerin aynıydı. Bu durumda insanın nasıl bir dil kullanması gerektiğini bana gösterdiğin için sana teşekkür ederim. Şunu da bilmelisin ki Abhazyalı Denis Chackhalia da kısa bir süre önce kardeşini kaybetti. Senin de kardeşini kaybetmen gibi. Bu ölümler, benim için bir semboldür.''
Sayfa 101Kitabı okudu
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.