Bizim bakış açımız hiçbir zaman bu olmamıştır; biz Batı'nın Doğu'ya tercih edilebileceğine inanmıyoruz. Kendimizi "dünya vatandaşları" olarak gördüğümüzden, iki süper-güç arasında var olan antagonizma ile ilgilenmiyoruz. Tehlikeli, zayıflatıcı, dramatik olan bu antagonizma, Avrupa proletaryasının üretken gücünün boyunduruk altına alınması, haksız yayılma alanı ayrılması ve diğer kıtalarda hammadde ve emek gücünün sağlanmasına ilişkin, temel işlevsel bir anlaşma tarafından üstbelirlenmesi anlamında, belli açılardan sahte ve yanıltıcıdır.