Çetin Bey,Çankırı’da doğup ,çocukluğunu geçirmiş biri olarak Norveç’te size rastlasam,Tatlı Su Mahallesi’ndeki lezzetli çeşme suyu,dere kenarlarındaki alıç ağaçları,Güneş ve Gazi İlkokulları ve Tren Yolu’nu hatırlıyor musunuz diye sorardım öncelikle:))
İnceleme içinde değindiğiniz konulara genel anlamda katılıyorum yalnız bir parantez açmak şartıyla:)
Bahsettiğiniz herkesin insan olmasından dolayı eşitlik hakkı çıkışlı düşünceleriniz öncelikle kesinlikle doğru.Devlet kavramını düşündüğümüzde vatandaş,birey,toplum,yabancılar,mülkiyet gibi pek çok şeyin tanımı yapılmış.Devletleri oluşturan toplumların yapısı da tanımı yapılmış bir çok kavramın kendince yorumlanmasına sebep olabiliyor ya da toplumların psikolojileri zaman mekana göre bile değişebiliyor.Sanırım her şey neden sonuç ilişkisi içerisinde anlam kazanıyor.Bizim ülkemizdeki toplum psikolojisine göz attığımızda bariz olarak şu çok belirgin farkediliyor herkes herşeyi biliyor,alanların uzmanları hariç herkes her alanda uzman.Herkes siyasetçi bir kere bizim ülkemizde.Sosyal meseleler konusunda en az bildiğimiz ve öğrenme gayreti adına kılımızı kıpırdatmadığımız istatistik bilimine hiç başvurmadan ahlakımıza aykırı olaylar karşısında özellikle sanki ülkenin her karışında yaygın böyle bir şey yaşanıyormuş gibi tepkisel davranırız.Neden hepimiz her şeyi bildiğimizi düşünürüz çünkü bilirizki ülkemizde liyakat temelsiz en son başvurulan kalite kavramdır.Kurumları insanların hakettiklerinden çok işgal ettiklerini düşünürüz hatta bazılarını yakinen biliriz.Biz de bu adli olabilecek bir olayı genelleştirip masum insanlara tepkisel biçimde yansıtma davranışımız bir yetki boşluğu var birileri üzerine düşeni yapmıyor ve yapmayacak ta fikrini derinden bir kabulleniş var.Hobbs ve Rousseau ‘nun devlet hakkındaki düşüncelerini baz aldığımda devlet öncelikle herkesin herkesle eğer müdahele etmezse her zaman savaş halindeki durumuna çözüm bulmak için vardır.Ülkemizdeki yabancıların hadsizce ! milli değerlerimizle dalga geçebilen bir akım başlatmış olmasını başlatan sebep bence o yabancıların kültürel yapılarının gevşek olması.Normal şartlarda TC ülkemize gelen ve yerleşen yabancılara neredeyse vatandaşları kadar hak tanımakta.Bir değil birden fazla aynı ırktan yabancının çıkıpta hadsizce misafiri oldukları milletin milli bir değerini ti ye almaları oldukça nahoş.Kendilerine sunulmuş hak ve özgürlükleri,insanca muameleyi kötüye kullanmak.İncelemenizde bu insanlara sinirlenip alakasız başka yabancılara saldıran insanların şiddetinin asıl engellenmesi gerektiğini söylemişsiniz işte burda bahsini açtığınız konuyu bambaşka bir yere taşımışsınız ben ilk bahsettiğiniz kısmla ilgileniyorum.Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’den kalkıp giden bir Türkiyeli,böylesi bir akıma cesaret edemez ettirmezler.Farklı iki ülkeyi tecrübe etmiş biri olarak anında sınırdışı edilirsiniz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Misaki Milli kararları ve Erzurum kongresi’nde bu hususlar hakkındaki aldığı kararların çok yerinde ve örnek olduğunu düşünürüm.Başka memleketlerde yaşayan Türk ve müslümanlara ne gibi ve ne seviyede haklar verildiyse bizim ülkemizdeki azınlıklar ve yabancılara da aynı seviye haklar verilecektir.İşte devletler varsa ardından gelen eşitlik kavramı doğru anlamını bu örnekte bulur.
Bizim ülkemizdeki ötekileştirmenin bence sebebi;toplumumuzun Maslowun hiyeraşisinde ,en alt iki basamakta hâla debeleniyor olması ve çoğunluğun bulunduğu yerden bakılınca kimin öteki kimin yerlisi olduğunun netliğinin yitirilmiş olması.
Hastalıklı bir durum var ise ortadaki öyle görünüyor doğrunun ne olduğunun tartışılmasına gelene kadar epiy bir iyileştirme adımları gerek.
İnceleme gerçekten düşündürücü ve kendini okutan cinsten.Teşekkürler:)