Gönderi

Babâiler isyanı, belli bir tarihte başlayıp bitmiş bir olay olarak kalsaydı, belki de o kadar önemli olmayacaktı. Fakat bu olayı diğerlerinden ayıran şey, isyanın bitiminden sonra, özellikle konar-göçer Türkmen zümreleri ile, onların da ötesinde kırsal kesimde yerleşik bir sûfi hareket olarak, uzun yüzyıllar kalıcı bir etkiye ve kendi içinden yeni dini-sosyal birtakım hareketlere kaynaklık etmiş olmasıdır. Bunu biz Babâiler hareketi olarak adlandırıyoruz. Osmanlı İmparatorluğu'nun teşekkülü devresinde, ilk beyleri çevreleyen ve kendilerine Abdâlân-ı Rûm denilen Türkmen babaları hemen tamamiyle bu hareketin içinden geliyorlardı ve Türkmen muhitlerinde büyük bir etkiye sahiplerdi. Bu etki aynı zamanda, Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan muhtelif Türkmen beyliklerine de yayılmıştı. Babâiler hareketine mensup bir sürü Türkmen babası, bu beyliklerdeki ahali ile devamlı temas halindeydi. ... Kısmen 1970'li yıllarda, fakat daha çok Alevî-Bektaşî kimliğinin gündeme geldiği 1990'larda, Hacı Bektaş-ı Veli birçok eserde ya bir bölüm olarak, ya da müstakil monografiler halinde, yukarıda vurgulamaya çalıştığımız ideolojik çerçevede inceleme konusu olmuştur. Sünnî ya da Alevî kökenli araştırmacıların kaleminden çıkan bu monografilerin çoğu, ne yazık ki bilimsel bir tarih yöntemine dayanmaları şöyle dursun, sağlam bir tarihî tenkit kavramından da yoksun çok açık birer saptırılmış tarih (histoire de-formee) örneği olup, birbirine zıt kimlikler altında kendi Hacı Bektaş-ı Veli'lerini yaratmaya çalışmaktadırlar.
Sayfa 48 - Dergah Yayınevi, 9. Baskı Kasım 2020, BABÂİ HAREKETİNE MENSUP ŞEYHLERE DAİR ÇALIŞMALAR
·
47 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.