Gönderi

Bakınız! Fitilin başından duman çıktığında o tutuşmuş değildir. Duman ile kandil birbirine değdiğinde, duman yaşlığı nedeniyle tutuşur ve kandilin ışığı kendisine ilişir ve yolu üzere düşer. En sonunda dumanın kendisinden çıktığı fitilin başına yerleşerek, fitil tutuşur ve kandilin ışık vermedeki derecesini kazanır. Yağ kendisine yardım ederse -ki bu ilahi inayet demektir-, yardım süresinde aydınlatır. Bu ışık, bekasının bağlı olduğu yağm yaşlığıyla varlığını sürdürür ve artık o varken kandilin adı söylenmez. Yardım Haktan ulaşır ve kimse kendisine neyin ulaştığım bilemez. Çünkü nebiler insanları kendilerine davet etmezler, onları Rablerine davet ederler. Allah bir kalbe inayet eder ve onda bu dâvete karşı özlem ateşi -tıpkı fitilin başının tutuşması gibi- yanarsa, bu özlemden peygamberin sözüyle davet ettiği şeye karşı bir himmet ortaya çıkar. Bu himmet ise, fitilin başındaki ateşten dumanın çıkmasına benzer ve cezp etme gücüdür. Söz konusu güç, dumandaki tutuşma ve alevi nebilikten, vahiyden ve hidayetten çeker alır ve sahibinin kalbine döner. Bu durumda kalp, o fitilin tutuşması örneğindeki gibi, hidayete erer ve aydınlanır. Sonra peygamberden ayrılır ve ailesinin yanma bir nur olarak döner. Allah kendisine inayet eder ve tevfikiyle ona yardım ederse, bu yardım sayesinde kalbinde hidayet nuru sabideşir ve artık, hükümleri belirlemenin dışında, peygamberin onunla bir işi kalmaz. Fakat bu nur, iman nurudur.
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.