Gönderi

Akıl almaz bir hızla gelişen bilimsel bulguların teknolojik araç gereç olarak günlük yaşamına girmesiyle büyük bir parçalanmaya uğramıştır günümüz insanı. Büyük ölçüde makineleşme ve en küçük ayrıntıda bile uzmanlaşma, çoğumuzun anlamını ve işleyişini kavrayamadığı büyük ve karmaşık bir sürecin küçük ve güçsüz parçaları yapmıştır bizi. Öyle bir sürece girmiştir ki çağdaş yaşam, insan çalıştıkça daha çok parçalanır olmuştur. Hem düşünce düzeyinde, hem de günlük pratik içinde bütünle olan bağı iyice kopmuştur. Bu olağanüstü ayrıntıya indirgenmiş işbölümü insanın görünürde işini kolaylaştırırken, onun önemini ve değerini azaltmış, ufkunu daraltmıştır. Çalışma yaşamı ne kadar iyi düzenlenmişse insandan beklenen yaratıcılık, katkı ve ustalık da o denli azalmıştır. Bu da çağdaş insanın kendisine yabancılaşmasını o ölçüde derinleştirmiştir. Yalnızca nesnelerin değerli olduğu yabancılaşmış bir dünyada, insan da nesneler arasında bir nesne olmuş, ne yazık ki nesnelerin en ucuzu ve güçsüzü konumuna düşmüştür. Döviz kurları, enflasyon oranları, faizler, altın piyasası, araba fiyatları, istatistikî birer sayıya indirgenmiş eşyalar, piyasa dalgalanmaları... Bütün bunlar insandan bağımsız olarak, insanın yaşamını görünmez bir el gibi etkileyip sarsıyor; ancak insan, doğru dürüst kavrayamadığı bu olup bitene iradi olarak müdahale etmek bir yana, meta üretiminin yönettiği ve her şeyin nesneleştiği bu dünyada rüzgârda bir yaprak gibi sürüklenip gidiyor. Bu sürükleniş, bu yalnızlık ve yabancılaşma içerisinde çağdaş insan, garip bir çelişki, ama birbirine en çok ihtiyacı olan, yalnız yaşama yetisini yitirmiş insan oluyor öbür taraftan.
Sayfa 153Kitabı okudu
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.