Gönderi

Öteki
Oysa düne kadar "biz bize benzeriz" derdik. Ben yine aynı noktadayım. Cemaat halinde yaşadığımızı sanıyorum. Cemaatten ayrılmak o kadar kolay değildir yani. Hem ayrılmış olsa bile ona "öteki” denmez. "Bostandan dışarı kabak” denilir. Kara kabak cinsi azgındır. Bazen kollarını çitin dışına atar, meyvesini oradan sallandırır. Gerçi cemaat yapıları çatladı, mahalle yıkıldı, büyük aile küçüldü, ancak bütün bunlar ile bizde "özgür birey"in oluştuğunu söyleyebilir miyiz? Bir yabancılaşmadan bahsetmek mümkün müdür? Avrupai anlamda mümkün değildir. Kesin sınıfsal ayrımlardan bahsedemeyiz. Bu ülkede düne kadar iki zengin adam vardı, biri hâlâ Ankara ağzı ile, öteki Adana aksanı ile konuşurdu. Adam düğünü ister Kardeşler Düğün Salonu'nda yapsin ister Hilton'da; tören vals ile başlar, sonra tango yapılır ama, kafalar bulunup vakit geceyarısını geçince ceketler fora edilir ve davulzurna bütün ihtişamı ile arz-i endam eder. Bu sebeple "öteki”nin kim olduğunu çıkaramıyorum. Yani ne demek istiyorsun bizde hiç alafranga insan yok mu diyeceksiniz. Haa!.. Bak bu başka. Vardır tabii. Ne kadar var olabilmiş ise, tâ Sultan Mahmut'tan tut gel. Aradan iki yüz yıl geçmiş. Elbette bir zümre peyda olmuştur. Alaturka kesimden farkı vardır. Gerçi alaturka da kalmadı ya. Müzelik bir şey oldu yani. Lafa yekûn çekelim bari: Ne o olduk, ne bu. Ara yerde sıkışıp kaldık.
Sayfa 16 - Dergah Yayınları, 9. BaskıKitabı okudu
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.