Gönderi

İslam Devletinde Eyalet Yönetimi
Bir vali bulunduğu eyaletin haraç, cizye vs. gibi gelirlerini mültezimler aracılığıyla toplar ve bu gelirden; a. mültezim payını alır, b. vali, asker ve memur maaşını öder, c. bayındırlık harcamaları yapılır ve artan meblağ merkeze beytü'l-male gönderilirdi. Ancak ne sistemli bir hesap kontrolü yapılabilirdi ne de vali ve mültezimin yolsuzluk ve soygunu kolayca önlenebilirdi. Bu hal önlenemedi ve zamanla halifeler valilerden belli bir yıllık meblağ almaya razı olarak, iktidarı tamamen onlara bıraktılar. İslam ülkesinin bir bölgesini istila edip, hükümranlık kuran Müslüman aşiret hanedanı halifenin vassalı sayılırdı. Halifeyi süzeren olarak tanıdığı, yani onun adına hutbe okutup, para bastıdığı takdirde hükümdarlığı tasdik edilir, menşur gönderilirdi. Irak'ta Büveyhiler, Mısır ve Suriye'de Eyyubiler ve Memlukler, Horasan ve Afganistan'da Gazneliler bu gibi hükümdarlardı. Bunları artık vali olarak düşünmek mümkün değildir. Valilik zamanla bir arpalık halini aldı. Abbasi devrinde bazı hanedan üyeleri ve emirler vali olarak tayin edildikleri vilayete gitmeyip bir vekil gönderirlerdi. Bu ise bir tür iltizam sisteminin başlangıcı ve yolsuzlukların artması demekti.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.