Gönderi

Mutfak iyice karanlık olmuştu.Ocağın alevi tencerenin altından mavi beyaz, solgun bir ışık yayıyordu.Sokaktan hâlâ çocuk sesleri geliyordu.Ayakta hareketsiz duruyorduk.Her şey çok çocukça ve çok keder vericiydi.Aklıma sevdiğim bir romandan bir cümle gelmişti.Kederin bizi başrole taşıdığı, ikimiz dışında her şeyi cılız bir manzaraya dönüştürdüğü o anda, cümleyi kendimce yeniden kurdum:Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal'e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı.Asıl çaresizlik buydu.
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.