...eski dışişleri bakanı
arkadan koluma girip bir diplomat-sîyasetçinin hüneriyle beni bir
kenara çekti ve çocukluğunu bildiği Sibel'in ne kadar ince, ne kadar
zarif, ailesinin ne kadar kültürlü ve hoş olduğunu, kendi hatıralarını da
katarak uzun uzun anlattı.
"Böyle görmüş geçirmiş eski aileler hiç kalmadı Kemal Bey," dedi.
"Siz iş âlemindesiniz, benden daha iyi bilirsiniz, her yeri yeni para
kazanmış görgüsüzler; karıları, kızları başı örtülü kasabalılar sardı.
Geçende gördüm, adam Araplar gibi, kara çarşaflı iki karısını arkasına
takmış Beyoglu'na çıkarmış, dondurma yediriyor... Bu kızla evlenip,
onunla hayatının sonuna kadar mutlu olmaya kesin kararlı mısın
bakalım?"
'Kararlıyım efendim," dedim.