Gönderi

Bu şatafatlı, mitolojik figürler günümüzde ender olarak, ya Oxford kırlarında ya da kimi mezunların ortak çalışma odasındaki koltuklarının derinliklerine sinmiş olarak bulunmaktadır. Hepsi de hırçın, züppe, kinci, kibirli, zorba ve zalim biçimde benmerkezli, yapmacık bir kitledir. Eğitim adına reklam yapan tipler değillerdir. Gerçeklikten uzak bir yapmacıklıkla primadonnalar gibilerdir, meslektaşlarının tanıtımlarına engel olup, üniversite ağaç komitesine karizmatik başkanlar seçmekle ya da Rönesans Latin şiirinden kısa kısa bölümler okumakla övünürler. 'Sıkıcı' sözcüğü, onların alt tabaka için kullandıkları şifreleridir, 'keyifli' en büyük övgü, 'sadakat' ise yakın arkadaşlarının ilgilerini yüceltirken, düşmanlarını daha kötü duruma getirmek için her türlü rezillik demektir. Ukalalığı ve hoppalığı, Oxbridge usulü bir tür kombinasyon haline getirerek, bir nebze olsun rahatlıyorlardı. Her iki kusur da, faydacılığa aynı oranda tiksinti uyandırıyordu. Yumuşak, el değmemiş, şımarık suratları, Oscar Wilde'ın aşağılık neşesini takınmaya çalışan köy papazlarına benziyordu.
Sayfa 136 - 6, AkademisyenlerKitabı okudu
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.