Gönderi

5 Eylül akşamı birliklerin hemen ardından Alaşehir'e gelen Kolordu Komutanı İzzettin Paşa'nın gördüğü manzara dehşet vericiydi: "Şehirde binalara doldurulan Türk halkı kâmilen yakılmıştı. İstiklal Harbi'nin ilk devresinde mal ve canlarıyla memlekete çok hizmet eden ve ilk Kuvayı Milliye teşkilatını kuran bu fedakâr ve kahraman Alaşehir halkı tamamen denecek derecede yok edilmişti. Alaşehir artık bir harabe idi. Ahaliden güneydeki sarp dağlara kaçabilenler, Bozdağ'daki İbrahim Çavuş isminde fedakâr bir vatan evladının yanına aldığı birkaç kişiyle, Yunan çapulcularına karşı koymasıyla öldürülmekten kurtulmuşlardı." Artık Yunanlıların yaptıkları tüm insanlığa karşı işlenen bir vahşet halini almıştı, hem de planlı, tertipli bir vahşet. 5 Eylül gece yarısı Alaşehir'e gelen Ordu Komutanı Nurettin Paşa'nın hemen cephe komutanlığına gönderdiği rapor, bu vahşete isyanını yansıtır: "5 Eylül 1922 saat 17.00'de Alaşehir kasabası işgal edildi. Düşman Alaşehir ve Ova köylerinin bütününü yakmış, kadın ve çocuk ayırt etmeden bütün halkı pek vahşice öldürmüştür. Yunanlıların önceden tespit ettikleri program dahilinde halkımızı ve milli servetimizi yok etmek istedikleri artık kesinlik kazanmıştır. Bunun önüne geçilmesi için etkili siyasi girişimlerde bulunulmasını arz ve rica ederim."
Sayfa 452 - ‎İnkılap Kitabevi; 1. Baskı, 18 Mayıs 2017
·
211 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.