Gönderi

İnsanoğlu, uğruna ölebilecek kadar savunacağı fikir ya da inancı seçerken çoğu kez mantığı bir ölçü olarak kullanmaz. Dünyanın en saçma düşüncesi bile kendisine milyonlarca taraftar bulabilir. Yeterince işlendiği takdirde bireylerin çoğunun ya da toplumların inanmayacağı, uğruna ölüp öldürmeyecekleri hiçbir düşünce ya da inanç yoktur. Bugün dünyada var olan veya tarihte büyük sayılarla anılan haçlı seferleri, yüzyıl savaşları, iki büyük dünya savaşı gibi savaşlara katılan insanların gerekçesi neydi? Kitlelere benimsetemeyeceğiniz hiçbir bir inanç yoktur. Bu konudaki olası bir başarısızlığın nedeni, benimsetilmesi planlanan inancın değeri ya da tutarlılığı değil, yapılan propagandanın şiddeti ve sürekliliğinde aranmalıdır. Dünyanın en bariz gerçeği bile yinelenen yalanlar karşısında yenik düşer. Bir önermenin etki gücü, ne kadar doğru olduğu ile değil ne kadar şiddetle yinelendiğiyle ilişkilidir. Dünyada yinelenen ve şiddetle zerk edilen önermeler doğrulardan çok yalanlardır. Doğru önerme, kanıta dayanması ya da nesnel gerçeklikle örtüşmesi gibi özellikleri nedeniyle dış bir destek olmadan da varlığını sürdürebilir. Oysa yalan, içeriğiyle ayakta duramayacağından mutlaka dış bir destekle sağlamlaştırılır ve yinelemelerle etkin kılınır. Yinelenmeyen doğrunun varlığını sürdürme şansı varken yinelenmeyen yalan için böyle bir ihtimal yoktur. Bu nedenle yalanın yinelenmesi ve şiddetle var edilmesi gerekir.
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.