Gönderi

Hiç kuşkusuz, insandaki niyet, azim/ karar ve irade önce niyet edilen şeyin zihinde doğmasıyla oluşur. Öyleyse eylemlerin başlangıcı uyarıcı izlenimlerdir(havâtır-kalpte hasıl olan fikirler ve hatırlamalar). Daha sonra uyarıcı/hatırlama ilgiyi, ilgi kararı, karar niyeti doğurur; niyet de organları harekete geçirir. Ilgiyi harekete geçiren uyarıcılar, şerre yani akıbette zarar veren duruma veya hayra yani ahiret yurdunda zarar veren duruma yönlendirir. Bu ikisi, iki farklı uyarıcı olup, iki farklı isimle anılmayı gerektirir. Buna göre iyi uyarıcı ilham, kötü yani şerre yönlendiren uyarıcı ise bozuk düşünce (vesvâs) şeklinde adlandırılır. Malumdur ki, bu uyarıcılar sonradan oluşur (hâdis); her sonradan olanın bir var edicisi (muhdis) bulunmalıdır. Kalbin aydınlanması ve kararmasının da iki farklı sebebi vardır. Sonuçta hayra yönelten uyarıcı sebep melek, şerre yönelten uyarıcı sebep de şeytan diye adlandırılır. Yine kalbin hayır ilhamına elverişli olmasını sağlayan lütfa tevfik, şeytanın telkin ettiği bozuk düşünceye elverişli olmasını sağlayan etkiye ise saptırma (iğvâ) ve mahrumiyet (hizlân) denilir. Böylece farklı anlamlar farklı isimleri gerektirir.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.