Gönderi

Havari ne demektir? Havarinin ne demek olduğunu ve havari olmanın ne kadar önemli olduğunu biz, Kur'an'dan öğreniyoruz. Kur'an, İsa aleyhisselam ile alakalı bir bölümde İsa'nın diliyle: "Allah'a giden yolda bana kim yardımcı olacak?" diye sormuştu. Etrafındaki bir avuç iman insanı ise "Nahnu Ensarullah/ BizAllah'a giden yolda senin yardımcılarınız" (Saf. 61/14) deyip ayağa kalkmışlardı. Bu yiğitler ayağa kalkmanın ne demek olduklarını çok iyi biliyorlardı. Dava, risalet davası idi. Böyle bir davanın ensarı/yardımcısı olmak; sürgün demekti, horlanmak demekti, kınanmak demekti; yardan, yarandan, eşten, aştan, evlattan vazgeçme demekti. Bütün bunları bilmelerine rağmen imanlarındaki samimiyet gereği "Ben!" deyip ayağa kalkmak her kişinin değil er kişinin karı idi. İşte Havarilik; hiçbir pazarlığa, beklentiye, karşılığa girmeden, başa gelecek her şeye razı olarak risalet davasının bir eri olmaktı. Zübeyr b. Avvam böyle biri olmuştu. İlk günden başlayarak o hep ensar olmuş, Mekke'nin o zor günlerinde hep davanın önderinin arkasında olması gereken yeri almış; Bedir'de, Uhud'da ve Hendek'te hep kendisine biçilen role layık bir duruş ortaya koymuştu. Hem de hiçbir beklentiye girmeden bunu yapmıştı. Onun bir beklentisi, hesabı yoktu; ama hayırlı amelleri unutmayan, bir ilahi otorite ve yine o otoritenin vazifelendirdiği vefalı bir elçi vardı. İşte o elçi karşısında ihlas ve aşk ile abideleşmiş yiğidine sen artık Avvam'ın oğlu Zübeyr değil, benim Havarim Zübeyrsin diyordu..
Sayfa 87 - Siyer yayınları
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.