Sevince çok sevmeğin. Boğuluyor sonra karşınızdakı. Firar ediyor. Kaldıramadığı bir yükle yüklemeğin kimseyi. Sevince hasret bırakın ki, hasret bırakılan siz olmayasınız. Kovalayan değil, ulaşılamayan olun. Her anında değil, zamanında olun. Farkettim de, zamanı olunca uğrayanlara zamanında zamanımdan fazlasıyla harcamışım oysa. Keşkelerim çokdur ama neyselerim yoktur benim. Belkilerle geçen yılları katletti gençliyime düşman zaman.
Umursamaz olanların umursamazı olmak istemiyorsan, umursamayanı umursamayacaksın.
Bir dizide duydum dün. "Edebiyat parçalama bana" diyordu...Edebiyat mı parçalıyorum bilmem ama canımı yakanların canını yakamıyorum. Buna gücüm yetmediğinden değil, yüreğim el vermedğinden. Ama çok güzel yol verdi ya kalbimin her parçasında eli olanlar, el olanlar.. Üzülmeğin...Beni üzdünüz ama üzülmenize dayanmaya bile kalbim dayanmaz.
Sevince çok sevmeyin. Sonra sevdiyiniz kadar sevilmediğinizde acı çekiyor ve neftet ediyorsunuz. Sonra tam da nefret etdiyinizi sanarken hala deli gibi sevdiğinizi anlıyorsunuz, ve bu sefer de kendinize nefret ediyorsunuz.
Nefret duygularımın en değerlisi. Onu kimseye vermem. Nefretim bir tek kendime. Yıllarımın can evimden vuran zamana. Körermiş bir kalp taşıyorum artık. Mühürlü. Anahtarını bile kaybettim. Mührü yalnız hak dünyasında bozulacak bir kalp taşıyorum...