Zweig'nın hayatı gibi Clarissa'nın hayatı da yarım kaldı...
Stefan Zweig 'ın ölmeden evvel yazdığı ve tamamlayamadığı tek kitabıdır. Zweig savaştan öncesi ve sırasında olayları bize aktarıyor. Büyük bir heves ile okudum. Sizi tamamen öykünün içine çekiyor. Zweig'in duygu aktarma yeteneğine bayılıyorum. Muhteşem olay ve karakter analizleri var. Olaylara ele alma şekli harika. Eğer tamamlanmış olsaydı kesinlikle büyük eserlerde adını çok daha ön sıraya yazdırırdı.
- Ben Zweig kaleminde en çok karakterlerin ruh hâllerini tasvir edişine bayılıyorum. Olaydan ziyade psikolojik tahlilleri bu kadar başarılı bir şekilde aktarması okuduğum tüm kitaplarında beni çok şaşırtmıştır. Onun bu başarısı bana 'ne yazsa okurum' dedirtiyor, gerçekten çok severek okuyorum.
° “Seni tanımadan önce neyim vardı: Yapayalnızdım. İki kişi olunca dünyanın üstesinden gelinebilir.”
° Çoğu zaman akşamları bir kitabım olur, bir arkadaşım, güzel bir mektubum, biraz da müziğim. Aslında bunlardır benim mutluluk diyebileceğim şeyler.
° ”Ah çok kötü bir şey bu, bu soğuma, bu yabancılaşma.”
Düşünmeden edemiyorum. Belki de o hastane yatağındaki karakter "Artık dayanamıyorum korkuyorum" dediğinde belki de yazar son kez sesini duyuruyordu...