Gönderi

Mesela benim gibi en dolu şekilde yaşadıysan, hele ki aşkı... Ama böyle canından can gider gibi kaybedeceğin birçok şeyin varken en başta kendini kaybediyorsun. Vazgeçiyorsun kendinden, kimse de kalkıp sana ne oldu demiyor. Demez, de... Bir ilişkinin ortasında bir anda uyandırılıp sana, 'ben senden ayrılmak istiyorum' diyen oldu mu? Ya da kahvaltının son lokmasında "ben artık tamamen gidiyorum" diyen oldu mu? O son lokma geçmez boğazından, ağzında dakikalarca çiğner durursun. Aynen öyle işte... Hayat tokat atar yutkunamaz, içine ağlarsın. Ama dedim ya, içime ağlarım. Birisi benden ayrılırken bile gülerim. Teşekkür eder kalkarım. Gözyaşlarımı kimsenin görmesini istemem. Onlar benim gözyaşlarım, senin için akıyor olabilir ama görmen için çok çaba sarf etmen gerek. Neden biliyor musun? Ben mutlu olunca da ağlarım çünkü. Kendi kendimi bazen ilerideki eşimin hamile olduğunu bana ilk kez söyleyeceği anı hayal ediyorum. Bunu söylediği o mucizevi âni hayal ediyorum ve tam da o an gözlerim doluyor. Kendi surat ifademi çok net görüyorum o anı yaşamasam da ve sonrasında ağlamaya başlıyorum. Bu zamana kadar yanında mutlu bir şey olmadıysa ve ben ağlamadıysam bunun sebebi üzülünce de gözyaşlarımı göreme yecek olması. Onlar benim gözyaşlarım, sebebi sen olabilirsin ama sonucu benim. Bir cümledeki işi sen yapabilirsin ama kendi dünyamda her zaman yüklemi ben belirler, noktayı her zaman ben koyarım. Şu an ne mi yapıyorum? Sadece sırıtıyorum.... Sen de öyle yap bence, merak etme iyi gelir...
Sayfa 163Kitabı okudu
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.