Bu çelebi gayet akıllı bir insandı! Merde, namerde muhtaç olmayacak kadar bir serveti vardı. Çamlıca ormanının arkasındaki büyük mandıra ile büyük çiftliğini işletir, namusuyla yaşar, kimseye eyvallah etmezdi. Fukaraya, zayıflara, gariplere bakar, sofrasında hiçbir misafir eksik olmazdı. Dindardı. Ama bağnaz değildi. Din, millet, padişah aşkını kalbinde duyanlardandı. Devletinin büyüklüğünü, kutsallığını anlardı. Yegane ülküsü "Allah'tan başka kimseye secde etmemek, kula kul olmamak"tı... İlmi, olgunluğu herkesçe malumdu.