Gönderi

1. Gerekli ilk adım, bugün uzunca bir süredir bizzat Batı'da önde gelen birçok fizikçi ve bilim felsefecisi tarafından reddedilen kaba bir bilimperestliğin fark edildiği İslâm dünyasının büyük bölümünde hayli yaygın ve modern bilimle teknolojiye yönelik tapınmaya benzer tavra bir son verilmesidir. Bu, yalnızca modernist Müslümanlar arasında değil ayrıca İslâm düşüncesi içinde Modern dünyanın büyük paradoksu, modern Batı biliminin sürekliliği vurgularken, modern Batı kültürünün modern insanın refahı adına mahlükâtın geri kalanını yok etmesine imkân verecek kadar süreksizliği vurgulamasıdır. Ne denli büyük bir paradoks! kullanımını tamamen reddederken, neredeyse hiç sorguda bulunmaksızın bilimperestliği kabul eden İslâm toplumunun en muhafazakâr unsurlarından bazıları arasında da mevcuttur. Doğrusu, böylesi grupların son iki asır boyunca İslâm entelektüel geleneğine yönelik saldırıları, süratle Batı kökenli pozitivizm ve bilimperestlikle dolu bir boşluk oluşturmada çok çaba sarf etmiştir. Bu da gelecekte, bugün gözlemlediğimize oranla daha yıkıcı sonuçlar doğurması neredeyse kesin olan zâhiri dindarlık ile bilimperestliğe boyun eğme arasında gerilimlere sebep olmuştur. Bu gidişat tersine çevrilmelidir; modern bilim ve teknoloji, kurbağanın bir engereğin gözlerinin içine bakmasını andıran bir aşağılık hissinden değil, kökleri Allah'ın vahyine uzanan bağımsız bir dünya görüşünden görülmelidir.
Sayfa 188Kitabı okudu
·
259 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.