Gönderi

"Gelgelelim zenginlik artışının genele yayılmasının hiyerarşik toplumu yok etme tehdidi yarattığı da, hatta bir bakıma yok ettiği de çok açıktı. Herkes için çalışma saatlerinin azaldığı, herkesin karnını doyurabildiği, banyosu ve buzdolabı olan evlerde yaşadığı, bir otomobile hatta bir uçağa sahip olduğu bir toplumda en bariz ve belki de en önemli eşitsizlik biçimi zaten kaybolmuş demektir. Zenginlik yaygınlaştığında bir seçkinlik anlamı taşımayacaktır. Hiç şüphe yok ki kişisel eşyalar ve lüks mallar anlamında zenginliğin eşit olarak dağıtıldığı, iktidarın ise küçük bir ayrıcalıklı kastın elinde kaldığı bir toplum hayal etmek mümkündü. Ama pratikte böyle bir toplumun uzun süre istikrarını koruması olanaksızdı. Boş vakit ve güvenlik hakkında herkes aynı ölçüde faydalanırsa, normalde yoksulluktan aptallaşmış olan çoğu insan okur yazar olacak ve kendi başlarına düşünmeyi öğreneceklerdir; bunu başarırlarsa da ayrıcalıklı azınlığın hiçbir işlevinin olmadığını, onları kolayca tasfiye edebileceklerine eninde sonunda anlayacaklardır. Uzun vadede hiyerarşik bir toplum ancak yoksulluk ve cehalet sayesinde ayakta kalabilirdi."
Sayfa 199Kitabı okudu
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.