Gönderi

Danca, "Cidden söylemek istiyorum," dedi, yanağıma doğru, "istedikleri için değil, gösteriş için de değil, şimdi şarkı söylemem gerekli de ondan." Sözlerinden, demin beni kurtarmış olduğu sert hoşgörüsüzlük akıyordu. Katılıp uzaklaştığı topluluğun peşinden yavaşça yürüdüm. Yüksek bir kapının kenarında durdum ve onları, yerleşip düzene girmelerine terk ettim. Parlak siyah kapı aralığına yaslandım ve bekledim. Bu hazırlık ne, şarkı mı söyleyecek, diye sordu birisi. Bilmiyorum, dedim. Ben bu yalanı söylerken o, şarkısına başlamıştı bile. Kendisini göremiyordum. Yabancıların, açık bir uyuşma gösterdikleri için orijinal buldukları o İtalyanca şarkılardan biri çevresinde, gitgide bir yer açıldı. Ama şarkıyı söyleyen inanmıyordu. Şarkıyı güçlükle kaldırdı ve çok ağır gibi gösterdi. Şarkının bittiği, öndeki alkışlardan anlaşılıyordu. Mahzundum ve mahcup. Bir-iki kımıldama oldu; giden olursa peşine takılmaya karar verdim. Ama ansızın salonda ses seda kesildi. Kimsenin ihtimal veremeyeceği bir sessizlik başladı, devam etti, gerildi ve şimdi sessizliğin içinde bir ses koptu. (Abelone, diye düşündüm. Abelone) Ses bu sefer kuvvetliydi, dolgundu ve hafif yekpareydi, kırıksız ve dikişsiz. Almanca, bilinmeyen bir şarkıydı bu. Garip bir sadelikle söylüyordu şarkıyı, bir zorunluluk gibi. Söylüyordu: Geceleri yatakta ağladığımı Kendisine açmadığım sevgili, Yorgun düşüren varlığımı Bir beşik gibi. Benim için uykusuz kaldığını Benim gibi, saklayan. Ah, içimizdeki bu yangını söndürmeye çalışmadan, İçimizde taşısak. (Kısa bir sessizlik ve çekingen) Sevişenlere bir bak, İtirafa kalkışsalar aşkı Sözlerine yalan karışacak. Yeniden sessizlik. Tanrı bilir kimdi, bu sessizliği yapan. Sonra insanlar, kımıldandılar, birbirlerine çarptılar, özür dilediler, öksürdüler. Her şeyi silip süpürecek toplu bir gürültüye geçmek üzereydiler ki ses, birdenbire koptu, azimli, geniş ve yüklü: Sendendir yalnızlığım, varlığım sana dönüşmüş. Seslerin içinde bir an doğarsın; Uçup giden kokularda bir an varsın. Ah, hepsini kollarımda yitirdim, Bir sen doğmaktasın, tekrar, yeni: Hiç tutmadım, o yüzden tutmaktayım seni. Bunu beklememişti kimse. Bu sesin altında hepsi, başlarını kesmiş gibiydiler. Ve sonunda genç kızın gönlünde bir güven belirmişti; bu anda başlaması gerektiğini sanki yıllardır bilmenin güveni.
·
296 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.