Gönderi

Not:Biraz uzun bir alıntı oldu ancak beni çok etkileyen bir bölüm olduğu için tamamını yazmak istedim. "Ama unutulmaktan korkuyorsun." "Evet tabi ki, dünyevi bir unutulmaktan korkuyorum. Yani annemle babam gibi konuşmak istemiyorum fakat insanların ruhları olduğuna ve bu ruhların korunduğuna inanıyorum. Unutulmaktan korkmak başka şey, hayatım karşılığında hiçbir şey veremeyecek olma korkusu o. Eğer hayatını başkaları uğruna yaşamazsan en azından başkaları uğruna ölmelisin, tamam mı? Ben de ne yaşarken ne ölürken anlam ifade edecek bir hayatım olmamasından korkuyorum." Başımı sallamakla yetindim. "Ne oldu?" diye sordu. "Bir şey uğruna ölmek ya da ne bileyim, kahramanlığına dair geride büyük bir hatıra filan bırakma saplantını düşünüyorum. Çok tuhaf." "Herkes sıradışı bir hayat yaşamak ister." "Herkes değil," dedim, rahatsız olduğunu gizleyemeden. "Sinirlendim mi?" "Bu sadece," dedim ama cümlemi tamamlayamadım. "Sadece," dedim tekrar. "Sırf bir şey uğruna yaşanmış veya bir şey uğruna sonlanmış hayatların önemli olduğunu söylemen çok acımasızca. Bu, bana söylenecek gerçekten acımasızca bir söz."
Sayfa 173Kitabı okudu
·
56 görüntüleme
Yağmur okurunun profil resmi
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Hayatı önemli kılan nedir? Hayatı başkaları uğruna yaşamalı veya bunu yapamıyorsak en azından başkaları uğruna ölmeli ve bunu kahramanlık olarak nitelendirmeli miyiz yoksa asıl önemli olan kendimiz için yaşamak mıdır?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.