Gönderi

Uzaklarda, insanları çiğneyip geçer mahşerin dört atlısının nal seslerini duyar gibi oldu. Savaş kılıcını kavramış koca pazılı hayvansı genç irisini gördü; sadağında veba oklarıyla iğrenç iğrenç sırıtan okçuyu; açlık terazisiyle kel kafalı cimriyi ; atının üstünde ecelin tırpanıyla ilerleyen cesedi gördü. İnsanoğluna varlıklarını duyuran tek alışılmış ve dehşetengiz ilahlar olarak tanıdı onları. Geri kalan her şey düşten ibaretti. Gerçek olan mahşerin dört atlısıydı.
Sayfa 436Kitabı okudu
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.