Gönderi

Memleketimden Kadın Manzaraları
Türkçeye “Cilalı Taş Devri” olarak çevrilen “Neolitik”, aslında insanlık tarihinde tarımın ortaya çıkmasını sağlayan devrimi ve bunun sonucu olan toprağa dayalı, çiftçi-hayvancı köylülüğün hayata hâkim olduğu dönemi tanımlar. Bu dönem, daha önce de değinildiği üzere günümüzden 10 bin yıl önce başladı ve 18. yüzyıl ortasındaki Endüstri Devrimi’ne kadar sürdü. Endüstriye dayalı yeni hayat, tarımcı köylülüğü ekonomik anlamda minimalleştirmiş, kültürel anlamda ise tasfiye etmiştir. 20. yüzyılın ortasından itibaren de endüstriyel yaşam daha radikal bir evreye, elektronik devrimi aşamasına geçti. Çağımız, elektronik çağı. Elektron taneciklerinden saçılan “nimet”ler her yanımızı kaplamış durumda. Türkiye, Cumhuriyet’in başında hâlâ “Neolitik”teydi. Bir kaç on yılda Neolitik’ten Endüstri’ye, oradan elektroniğe uzanmayı ya da koşmayı bırakın, sıçramaya kalkıştı. Ama olmadı. Ne geleneksel köylülük tam bitti ne de modern, endüstriyel kentlilik tam hayata geçti. Aşınmış, bozulmuş deformasyona uğramış, ama tükenmemiş bir geleneksellikle, özümsenememiş, kökleşememiş ve güdük bir modernlik arasında, bir de “postmodern-elektronik küresellik” aşamasını tecrübe etmeye çalışıyoruz.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
·
410 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.