Gönderi

“Türkü tam bitermiş gibi olduğu anda, uyuklayan bozkır yepyeni, büyüleyici bir ezgiyle bir daha uyanıyor, sesi bir okşamaya benzeyen Daniyar'ı dinlemeye koyuluyordu. Biçilmeyi bekleyen başaklar göl suları gibi dalgalanıyor, seherin ilk gölgeleri tarlalarda dolaşıyordu. Değirmenin yanındaki ihtiyar söğütler yapraklarını hışırdatıyordu. Irmağın karşı kıyısında yakılmış ateşler sönüyordu artık. Bir atlı, ırmak boyunca bahçeler arasından bir görünüp bir kaybolarak köye gidiyordu sessizce. Rüzgâr, elma kokuları, çiçeğe durmuş mısır kokuları, tezek kokuları getiriyordu uzaklardan.”
·
205 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.