"Ey, Arap, Acem ve Türk milletlerine feyiz veren Tanrım! Sen, Arap kavmini dünyanın en fasîh konuşan milleti yaptın! Acem fasîhlerinin ise sözlerini, İsâ nefesi gibi, cana can katan bir güzelliğe ulaştırdın! Ben Türküm ve Türkçe söylemek istiyorum! Tanrım benden iltifâtını esirgeme! "
Duâ budur. Bu mısrâları okuyanlar, ilk anda Fuzûlî'nin sâdece Türkçe yazmak istediğini ve bunun için Allah' tan yardım ve teveccüh dilediğini zannederler. Halbuki rubâî'nin bütün inceliği " iltifât" kelimesindedir. Çünkü "söz sanatı' nda iltifât", sözü en güzel en sanatlı ve en üstün bir üslûpla kullanabilmek demektir.