Gönderi

... insanlar yalnızca acı çektiklerinde değil, sevindiklerinde de kendilerini ağlamaktan alıkoyamazlar. hatta benim kanaatime göre, insanlar hiçbir zaman o an yaşadıkları acıdan dolayı ağlamazlar. insanların ağlamasının asıl sebebi, daha önce hissettikleri bir acının hatırlanmasıdır. insanlar o anda hissettikleri acıdan dolayı değil de geçmişte hissettikleri bir acının hatırlanması sayesinde ağlarlar. bir kişi herhangi bir acı duyduğunda ki bu acı fiziksel bir acı dahi olsa; daha önce duyduğu bir acıyı hatırlar. sonra da kişi kendi durumunu olağan olarak acınmaya değer bulur ve ağlar. kişi, acıyı çeken kişiyi, yani kendisini bir başkasıymışçasına algılar ve bu sebeple ona içten bir acıma duygusuyla yönelir. böylece kişi, kendi acıma duygusunun nesnesi durumuna düşer. bir yardımsever duygusuyla, yardıma muhtaç bir kimseyi gözlemlercesine gözlemler kendisini ve büyük bir sabırla seyirci kalır bu duruma. bu karmakarışık duygunun içerisinde büyük ölçüde acı duygusu da vardır. acı, döner dolaşır ve yolunu yine bu kişiye yöneltir. görüldüğü gibi, acı önce bir yabancıya ait bir duygu olarak algılanır. sonra bu acı o kişiyle paylaşılır; ardından da bu acı birden bizzat tadılır. doğanın kendisi böylece, bir bedendeki kasılma ile kendisini rahatlatır. ağlamak, görüldüğü gibi kişinin kendi kendisine karşı beslediği bir merhamet duygusudur. acı döner dolaşır merhamete dönüşür ve sonunda ağlama eylemi olarak karşımıza çıkar. ağlama eyleminin temelinde sevgi, merhamet ve hayal vardır. bu sebeple de katı kalpli ve hayal gücü olmayan insanlar kolay kolay ağlamazlar.
·
186 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.