Gönderi

Soluklarını bedenlerinin gayretine saklayarak konuşmadan yola devam ettiler. Sessizlik dört bir yanlarındaydı, elle tutulur varlığıyla üstlerine geliyordu. Suyun derinliklerindeki atmosferlerce basınç bir dalgıcın vücudunu nasıl etkilerse sessizlik de adamların aklını öyle etkiliyordu. Sonu gelmez enginliğin ve değişmez iradenin ağırlığıyla onları eziyordu. Adamları kendi akıllarının en ücra kovuklarına doğru itiyor ve onları ezip insan ruhuna özgü sahte heveslerini, aşırı heyecanlarını ve yersiz kendini beğenmişliklerini tıpkı bir üzümün suyunu çıkarır gibi sıkıp çıkarıyordu; ta ki kendilerini, acımasız doğa şartları ve devasa güçlerin oyununun oynaşmasının orta yerinde beceriksizce ve akılsızca hareket eden birer noktacık ya da toz zerreciği gibi sonlu ve küçük hissettirene dek.
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.