.
Tabur kumandanı Aydınlı binbaşı
Çoktandır kurmamıştı çilingir sofrasını
Üç yıldır ayrıydı evinden
Düş kurdu binbaşı birden:
Aydın ovasında güneş iri bir salkım
Gibi dökülürken akşam sepetine
Ve domates doğrayan karısının bileklerine
Sonra üç çocuğun başlarına sıra sıra!
Konuşulacak, yapılacak ne güzel şeyler vardı,
Çocukların saçları öpülecek,
Kadının gözleri ballı incir, bakılacak
İçilecek bir kadeh vardı masada,
Söylenecek bir şarkı mahurdan, yarım kalmış.
Aydınlı, efe bir rüzgar geçti yüreğinden
«Ankara kurtulsun, bir gün kavuşuruz...»
.