Bir yanda bir avuç zengin kan emici var. Onlar fabrikaları ve değirmenleri, araç ve makinaları ellerine geçirrnişler, milyonlarca dönüm toprağı ve yığınlaföa parayı özel mülkiyetlerine geçirmişlerdir. Onlar, hükümeti ve orduyu uşakları, yığdıkları servetin sadık bekçi köpekleri durumuna getirmişlerdir. Diğer yanda mülksüzleştirilmiş milyonlar var. Onlar, parababalarına, hizmetlerinde çalışmak için yalvarmak zorundadırlar. Emekleriyle tüm serveti yaratanlar onlardır; yine de bütün yaşamları boyunca bir ekmek kabuğu için mücadele etmek, bir lütufmuşçasına iş için yalvarmak, güçlerini ve sağlıklarını eziyet verici işlerde tüketmek ve köylerde, kulübelerde ya da kentlerde bodrum ve çatı odalarında yoksulluk içinde yaşamak zorundadırlar.