Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eda

Sabitlenmiş gönderi
Güçlü ne demek? Kendi varoluşunu, içini doldurabilen bir varlık.
Reklam
Eda
Bir kitabı okumaya başladı
Sanayi Toplumu ve Geleceği
Sanayi Toplumu ve GeleceğiTheodore John Kaczynski
8.5/10 · 504 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
9/10 puan verdi
Özgürlük Üzerine Bir Deneme
Özgürlük Üzerine Bir DenemeHerbert Marcuse
8.6/10 · 64 okunma
Bergson'un meşhur savına mı katılmak lazım öyleyse? Hani der ya: "Bu noktada basit, son derece basit, öylesine basit bir şey vardır ki filozof bir türlü onu söylemeyi başaramamıştır. İşte bu yüzden hayatı boyunca konuşmuştur."
Reklam
Mutluluk, bir bireyde, dönüşebileceğini keşfettiği Öznenin zuhur etmesidir.
Dünyanın gerçeğinin bir olayın baskısıyla beyan ettiği yeni bir doğrulama, büyük "evet", her zaman, daha önce olanaksız olan bir şeyin olanaklı olduğu yönündeki olanaklılık vaadidir. Ve bu anlamda mutluluk her zaman olanaksızın zevkidir (jouissance) diyebiliriz.
Öyleyse mutluluğun olanaklı bir tanımı şu olacaktır: Kendinde sahip olduğunu bilmediğin bir kapasite keşfetmek.
Hakikat ilkesi içinde hareket etmek. Hatta Kierkegaard'ın yazdığı gibi, "mutlak anlamda şeçtiğimde", yani akla yatkın ve yasal olanın buyurduğuna karşı seçtiğimde, "umutsuzluğu seçmiş olsam bile, yine de "umutsuzlukta Mutlak'ı seçerim zira bizzat ben mutlağımdır." Bu anlamda bir tutam umutsuzluk gerçek mutluluğun tuzu biberidir ve işte bu yüzden, büyük acılara gark olmuş bu karşı filozoflar için mutluluk neşeli insanlara göre değildir.
Ekonomik ve politik gerçekçilik büyük bir itaat okuludur. Birey orada iki büklüm olabilir, özne orada vücuda gelemez. Zira bir özne bilinmeyen bir ihtimalin hesaplanamaz tesadüfünden doğar.
Reklam
Filozof dışarıdadır, o bir katılımcı değildir, oturur ve geçmişin şarkılarını dinleyerek ve aracılığın armonilerine kulak vererek yaşlanır.
(...) hakikat kesinlikle vardır ama bu hakikati düşünmekten ve bina etmekten ziyade onunla karşılaşmak, onu deneyimlemek gerekir. Her hakikatin "içeride" olduğunu söylediğinde ya da "öznelliğin kendisi hakikatin ayırt edici işaretidir" dediğinde Kierkegaard'ı bu şekilde anlamak gerekir.
Bir özne tekildir/benzersizdir çünkü bir hakikat içinde onu kuran her zaman bir olaydır. Başka bir ifadeyle, bir özne hem mümkün ussallığın bir yeri hem de olayın hakikat noktası diye adlandırılabilecek şeydir. Ve nihayet, ancak bir özne için, bir bireyden özne hâline gelmeyi kabul eden için mutluluk vardır.
Çünkü bu dünyada koşula bağlı olan her şey nesnelerin, paraların ve imgelerin dolaşım yasasına tabidir.
Dolayısıyla kendisi için, kendisi aracılığıyla ya da kendisinden hareketle bir hakikatin var olacağı bir özne yoktur. Yalnızca birbirine benzemeyen oluşlar, vakalar ve meydana çıkışlar vardır ve bu bambaşka vakaları karşılamak için de birbirinden farklı söylem türleri vardır.
2.345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.