Tanrının kendini bize bildirmediğini iddia edecek olursak, bu
tanrının kıskanç olduğunu söylemeye varır-, nasıl ateş başka
bir şeyi tutuşturduğun için sönmezse, tanrı da kendini
bildirmekle bir- şey yitirmez.
Denilecek ki, tanrı kendini bildirir, ama olsa olsa
doğada ya da insan gönüllerinde, duygularında. Onun için
zamanımızda bu kadarla kalınması isteniyorsa, yerindedir.
Tanrı bizim için araçsız olarak bilincimizde, görüde vardır.
Görü ve duygu düşüngemeye dayanmamakta birleşirler. Bu
görüşe karşı, insanın düşünen varlık olduğu, düşünmesiyle
kendisini hayvandan ayırdığı vurgulanmalıdır. Düşünerek
davranır o, kendisi bunu bilmese de böyledir. Tanrı kendini
insana açıyorsa, kendini temelde onun düşünen yanına
açıyordur. Eğer kendini insana duygu yoluyla açsaydı, onu
düşüngeme yetisi olmayan hayvan düzeyine indirmiş olurdu,
—hayvanlara din yüklemiyoruz ki. Gerçekten de insanın dini
varsa bu hayvan olduğu için değil, düşünen varlık olduğu
içindir. İnsanın düşünmesiyle hayvandan ayrıldığı herkesin
bildiği bir doğru, yine de unutuluyor