Gönderi

Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'nın alnından vurularak Şehid olmasıyla neticelenen (Salankamin) felâketinden sonra İkinci Mustafa taht'a geçti. İlk defa bir nefis ve memleket muhasebesi olan Padişah....Taht'a çıkınca ilk iş olarak çıkardığı «Hattı Hümayun», göz yaşartıcıdır. Allah'a şükürler edip kendisi gibi günahkar bir kuluna ettiği ihsanı kaydettikten sonra, der ki: «— Padişahların her hangisi zevk ve safa ve hâb ve rahata düşmüş ise ol padişahların eli altında olan ibadullah cemi zamanda huzur ve rahat gördükleri yoktur. Bâdelyevm zevk ve safa ve rahatı kendimize haram eylemişizdir.» Bu acıklı sözlerin arkasından, babası Dördüncü Murad'dan beri gelen padişahların zevk ve safaya düşkünlüklerini, ihmal ve aldırmayışlarını tenkit eder ve sözlerini şöyle mühürler: «— Avni Rabbani ile küf farî dûzaakârlanlan (cehennemliklerden) ahzi intikam için kendim binefsihl gitmek üzere gaza ve cihada külli niyet eyledim.» Ne istidatlı, ne vadedici bir Padişah, değil mi?...Ama ne yazık ki, babası Dördüncü Murad gibi sert, ceddi Yavuz gibi de plânlı ve derin anlayışlı değil....Henüz Rusya kenarda ve sadece «Mukaddes İttifak» dedikleri Hristiyanlık çemberinin göze pek görünmez noktasında olduğu için dikkati çekmiyor. Fakat Fazıl Mustafa Paşa devrinde Ortodoks dünyanın nasıl bütün ümidini doğmakta olan Rusya'ya bağladığı belli olmuş. İstanbul'dan Aynaroz'a sürülen Rum Patriği, henüz çocukluk çağını yeni dolduran Deli Petro'ya şöyle baş vurmuştur. «— Bütün Hristiyanlar (Ortodokslar), Sırplar, Bulgarlar, Moldavalılar, Ulahlar seni bekliyor! Uyan, uyan, Bizi kurtar!» Bu sese, Ulah voyvodolariyle Sırp papazları da katılmıştı. İkinci Mustafa'nın bir kamçı tesiri yapan fermanı üzerine Edirne'de büyük hazırlık....Fakat malî durum hazin....Bir sürü gelir kaynağı tedbirleri....Bu arada düşülen en büyük hatâlardan biri de, Feyzullah Efendi adlı, şahsî menfaatinden başka bir şey düşünmez ve her şeyi kör nefsaniyetine bağlar bir adamın Şeyhülislâmlık makamına getirilmesi ve hâlâ, dini nefsleriyle gölgeleyen kaba softa ve ham yobazlardan neler çekildiğinin kestirilememesi....Henüz delikanlı Büyük Petro'nun Türk'e karşı ilk denemesi bu sıralarda Deli Petro, gönderdiği mühimce birliklerle Azak Kalesini muhasara ettirmiş, fakat Kale koruyucularının mukabeleleri karşısında geri çekilmekten başka bir şey becerememiştir. Deli, henüz kıvamında değil....Üstelik çekilirken, almış olduğu yerleri de bırakmış ve Tatar takipleri yüzünden hayli kayıp vermiştir. ikinci Mustafa'nın talihi başlangıçta iyi gider ve her tarafta kısmi muvaffakiyetler elde edilirken işler birdenbire mecrasını değiştirdi, Ruslar tekrar Azak Kalesine yüklendiler ve bu defa Kaleyi zaptattiler. Henüz peşrev hareketleri....Nihayet köksüz ve geçici tedbirlerin iflâsını ilân eden, korkunç Zenta bozgunu....Bu, tafsilâtı cilt cilt romanlık bozgun, birbirini çekemeyen ve Türk ordusu kuşatılmış haldeyken kendi birliklerinin başında çubuk tüttürüp seyirci kalan kasten imdada koşmayan hain vezirlerin hediyesidir; ve o vezirler de tefessüh zemininin hediyesi mikroplar....Sadrâzama hasım geçinenler, onun mahvolması için vatanı mahvetmekte en küçük tereddüt göstermediler ve artık kapanan taarruz devresinin bu son debelenişleri de böylece eriyip gitti. Deli Petro o anda 26 yaşlarında bir gençtir ve Rusya'yı Türk yumruğu altından çıkarıp kendi yumruğu altına alacağı ânı kollamaktadır.
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.