.
Beklenen Öncü
.
Ner'de, gök yıkılıp devrilmedikçe
Türk-ili kalacak diyen Kökçiler?
Ner'de, yer bir çöle çevrilmedikçe
Türk'ten yer alınmaz diyen yiğit er?
Ner'de o öncü ki, doğuran ana,
“Bir kara gün için doğurdum!” desin;
Şu bağrı yaralı derdli vatana
Hem kılıç, hem kalkan olmak istesin.
Dünyâyı titreten sesinde onun
Arslanlar su içen ırmaklar coşsun;
Zafere yol açan izinde onun
Demirden kuşaklı yiğitler koşsun.
Yıldırım silâhı bu kara günde
Türk'ün bir intikam kılıcı olsun;
Kükreyen sayhası düşman önünde
Türk'ün bir gazabı, bir hıncı olsun.
Biz onun alevden yele çelenkli
Yüzüne bakarak, “Odur!” diyelim;
Onun bir tan yıldızı gibi gök renkli
Gözüne bakarak, “Odur!” diyelim.
Sözünden, özünden anlayalım ki,
Sürüyü derecek o çoban budur;
Ecdâdın bizlere haber verdiği,
Düşlerde görülen kahraman budur.
Felâket gününde gelenler gibi
Bunda da mazlumlar için şefkat çok.
Kavmini kurtaran Peygamber gibi
Bunda da zâlime karşı bir afv yok.
Lâkin bu yolları beklenen öncü
Doğacak değildi, çoktan doğmuştu;
Daha dün bu ünlü yiğitin gücü
Boğaz'dan düşmanı sürüp koğmuştu.
O büyük savaşta ana-vatanın
Ağlayan sesine doğru koşandı
Boralı bir günde Anafarta'nın
Köpüklü denizi gibi coşandı.
Gönülle sevdiği İstanbul'una:
“Ben seni ellere vermem!" diyendi
“Bu canım, adaktır senin yoluna"
“Sâkin ol!” diyerek cenk eyleyendi
Düşmanı râm eden kılıcı onun
Hırslara bir kanlı mezar kazmıştı.
Turova önünde Gelibolu'nun
Bağrına bir yeni İlyad yazmıştı.
.