Gönderi

Bilindiği üzere korku, gelecekte kötü bir şeyin olacağı endişesi ile insanın kalbinde meydana gelen acı verici bır daralma hissidir. Aslında korku, insanın ancak fıtratındakj derüni manalarla ulaşılabileceği Rabbani maksada ulaş. masında yine ruhani bir araç olmak üzere, onun fitratına yerleştirilmiş duygulardan biridir. İnsanın fıtratına yerleştirilmiş derüni manaların her birinin, kendisine özgü bir yolu ve metodu vardır. Allah korkusu, kulluğun sadece Ak lah'a yapılması olup bu itibarla Allah'tan kokmak demek, Zât-ı Kudsiye'nin heybeti ve onun mutlak iktidarının ululuğu karşısında müminin kalbinde meydana gelen şiddetli ve olabildiğince derin bir âcizlik duygusu ve acı veren bir daralma (inkıbâz) hissidir. Böylece insan, Allah'ın sevdiği şeyleri yapmaya koyulurken, sevmediği şeyleri yapmaktan kaçınır. Bu sayede o, elinden kaçırıp yitirdiği şeyi yakalamaya ve kavuşma gününe hazırlanmaya gayret eder. İnsanın bütün davranışlarında ilâhi emirlere uyarak ve yasaklardan kaçınarak dosdoğru bir yol izlemede sebat göstermesi, daha çok, ilk anlamı itibarıyla korku (havf) manasını ifade eden takva kelimesi ile ifade edilmiştir. Öyle ise takva, korku (havf) olmaksızın olamaz. Şüphesiz korku, takva duygusuna sahip muttakinin, ancak Allah'a layık şekilde marifetullah'ı elde etmesi ile ortaya çıkar. O zaman muttakinin korkusu, haşyet adını almaya hak kazanır.
Sayfa 188Kitabı okudu
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.