Bu kısacık kitabın beni bu kadar etkileyeceğini pek düşünmemiştim.
Bir sabah sabah kahvaltı yaparlarken inci avcısı Kino ve Juana'nın bebeği Coyotito'yu akrep sokar ve hemen kasabadaki doktara giderler. Ancak ❝Doktor kendi ırklarından değil başka bir ırktandı. Onun ırkı asırlardır Kino'nun ırkını soymuş ve açlıktan ölmelerine neden olmuştu. Kino'nun ırkını küçümsemiş aşağılamıştı.❞(s. 15) Verdikleri küçük, değişik şekillerdeki inciler para rtmeyeceği için doktor bebeği tedavi etmez.
Satıp parasını doktora vermek için inci aramaya giderler ve kocaman bir inci bulurlar. Tüm halk Kino'nun bu değerli incisini konuşur.
Coyotito'yu da doktora götürmelerine gerek kalmamıştır çünkü iyileşmiş gibidir. Kasaba halkı Kino'nun evinde toplanır ve Kino onlara hayallerini anlatır.
❝Coyotito'yu okula göndereceğim.❞(s.32)
❝Oğlumun defterleri kitapları olacak. Okumayı, yazmayı, geometriyi... her şeyi bilecek. Bütün bunlar da bizi özgür kılacak. O öğrendiklerini bize de öğretecek ve hepimiz özgür olacağız ❞(s.33)
❝Bütün bunları ancak bu İnci gerçekleştirebilir.❞(s.33)
Spoiler vermek istemiyorum. Bu yüzden devamını anlatmayacağım. 
John Steinbeck 'in okuduğum ilk eseri. Kino'ya çok kızdığım yerler oldu. Ama oğluyla ilgili hayalleri... Çok güzel.
Yazarın iletmek istediği mesaj gayet açık... Kısacık, birkaç saatte bitirebileceğiniz ama sizde etkisini devam ettirecek bir kitap.
5 Kasım 2022
nisa yılmaz
·
1 artı 1'leme
·107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.