Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mustafa Kemal, kitap incelemesi...
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal
Kitabını bu ikinci kez okumamdır. Kimi kitapları tekraren okumak belleğimizde daha fazla yer etmektedir. Sevgili
Yılmaz Özdil
Yılmaz Özdil
'li Hürriyet Gazetesinde ki, köşe yazilarından beri takip ederim. Her zaman olduğu gibi bu kitabı da muhteşem bence... Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
'ün bu kitapta daha çok insani yanı öne çıkmaktadır. Kitabı okurken oldukça duygulandığımı kimi yerlerinde göz yaşlarımı tutmakta zorlandığımı ifade etmeliyim. Bu beni böylesine bir hissiyata götüren ikinci bir kitaptır. Diğeri ise yine Saygıdeğer Merhum Hocamız,
Turgut Özakman
Turgut Özakman
'nın,
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın Türkler
kitabında ki, bir anıdır, Yunanistan'a ait kamyonların ele geçirildiği fakat o dönem o kamyonları kullanabilecek sürücü olmadığından tekrar Yunanlıların eline geçmesin diye kamyonların ateşe verilerek yakılması sahnesin de, ülkemizin ne kadar biçare durumda kaldığını o dönem itibari ile bu çaresizliğe üzülüp ağlamıştım. Dönelim biz yine Mustafa Kemal incelemesine... Sorgulamadan düşünmeden her söylenene inanıp kandırılan zavallı beyinler,
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
hakkında ne acıdır ki, kendilerine her bir yeri işgal edilip, yağmalanmış, yıkılmış, harap edilmiş, tecavüzlere katliamlara maruz bırakılmış bir ülkeyi Yabancıların işgalinden kurtarmış olan önderine hakaret edip nereden nereye geldiklerini bilmemeleridir. İnsanın canını sıkan durumlar hala üzücüdür ki, günümüzde devam etmektedir. Ayasofya'nın açılışında olduğu gibi beddualar lanetlemeler yapılmakta. Bu izan ve vijdan yoksunu mahluklara, aslında en güzel cevabı
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
üstat şiirlerinde dile getirmiştir. Burada tekrara luzum görmemekteyim. Devleti aliyenin çesitli kademelerinde görev ifa edenler acaba bazen vijdanlarına şöyle bir sordularmı? Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti Kurmayıpta, Saltanat devam etseydi, bizler bu mevki makamları rüyada bile görebilirmiydik diye... Söz konusu
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
ve Cumhuriyet olunca Ansiklopediler dolusu yazabilirim. Çokta uzatmamak gerek, kitaptan alıntı yapmadığım ancak; okurken incelemeye yazarım düşüncesi ile not aldığım kimi yerleri siz saygıdeğer
1000Kitap
1000Kitap
kullanıcıları ile paylaşıyorum... Kadınlarla ilgili görüşleri... Dünya kadınlarına hitaben şu tarihi konuşmayı yaptı. "Lütfedip Türkiye'ye geldiğiniz için uluslararası kongremizi Istanbul'da düzenlemeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Türk kadını hiçbir alanda erkeklerden geri kalmayacak. Türk kadını hiçbir alanda Avrupalı kadınlardan geri kalmayacak. Türk kadını daha Büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir. Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, kılık kıyafette başarıdan çok, bilgiyle, kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Türk kadını, dünya kadınlarıyla el ele vererek, dünya barışı için dünya huzuru için çalışacak, buna emin olabilirsiniz." S.243 ☆ Çocuklarla ilgili ifadesi... Çoğu ailelerde öteden beri çok kötü bir alışkanlık var. Çocuklarını söyletmez ve dinlemezler. Zavalılar söze karışma 'sen büyüklerin konuşmasına karışma' derler sustururlar. Ne kadar yanlış hatta zararlı bir hareket! Çocukları serbestce konuşmaya, düşündüklerini, duyduklarını olduğu gibi ifade etmeye özendirmelidirler. Böylece hem hatalarını duzeltmeye imkân bulunur hem de ileride yalancı ikiyüzlü olmalarının önüne geçilmiş olur. Çocuklarımızı düşüncelerini hiç cekinmeden ifade etmeye içten inandık larını savunmaya, buna karşılık da baskalarının samimi düşüncelerine saygi beslemeye alıştırmaliyız. Onların temiz yüreklerinde yurt, ulus, aile ve yurtaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya calışmalıyız. Bence bunlar, çocuk egitiminde ana kucağından en yuksek egitim ocaklarına kadar her yerde, her zaman üzerinde durulacak önemli noktalardir. Ancak bu yolladır ki, çocuklarımız memlekete, yararlı birer vatandaş ve eksiksik birer insan olurlar. Yağcılıktan yalakalıktan dalkavukluktan tiksiniyordu. "Hayatta en kötü şey riyakârlıktır" diyordu. Birbirimize daima hakikati söyleyeceğiz, felaket veya saadet getirsin, iyi veya fena olsun, daima hakikatten ayrılmayacağız" diyordu. S. 272 İmzasız Mektuplara çok kızardı "Samimi ve dürüst insanlar aynı zamanda medeni cesaret sahibi olurlar, imzalarını saklamaya tenezül etmezler, imzasız mektup yazanlar mutlaka ahlaksız yalancının biridir" derdi. S.273 Misafir ağırlamayı çok severdi. Gecenin sonunda kapıya kadar uğurlardı. İstisnasız her akşam uğrayan arkadaşları bile olsa, sanki ilk defa geliyormuş gibi karşılamaya uğurlamaya ozen gösterirdi. S.308 "Halk arasında huzursuzluk yaratır korkutur" diyerek güvenlik önlemlerine karşı çıkardı. S.327 Törenlerde kullanılan iki otomobil vardı. Lincoln 1934 modeldi, sadece 45 adet üretilmişti. Siyahtı. Dört kapılıydı. Üstü açılıyordu, tavanı bez'di. Koltukları deriydi kahve rengiydi. 12 silindirliydi. Üç ileri manuel vitesti. Cadillac 1936 modeldi. Siyahtı. Dört kapılıydı. Koltukları deriydi. Beyazdı. 12 silindirliydi. Üç ileri manuel vitesti. S. 333 Seyyahatlerinde asla harcırah almıyordu. Savurganlıktan, şatafattan daima uzak durdu. Kendi küpünü doldurmadı. Devletin hazinesini doldurdu. S.348 Kendisini Milletvekili seçtirmemek için TBMM önerge verildi. Milletvekili seçilebilmek için bir yerde beş yıl ikamet etme şartı öne sürüldü, Ben beş yıl biryerde ikamet etseydim ne vatan bugün ki, gibi bağımsız olurdu. Nede bu önergeyi verenler burada olurdu dedi. Önerge rededildi. S.351 Karasabana büyük saygı duyardı. "Kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mahkumdur" diyordu. S.354 Cebinde para taşımazdı. Cüzdanı yoktu. Maaşı yaverlerine teslim ederdi. Harcamaları yaverler yapardı. Gönlü çok zengindi. Abartılı bahşiş verirdi. 1919... Erzurum Kongresi'ne gidiyorlardı. Para ucu ucunaydı. "Ankara'ya kadar yeter mi?" diye sordu. Mazhar Müfit Kansu dayanamadı, " Yollarda israf etmezsek yeter" deyiverdi. Mustafa Kemal bu ters cevabı beklemiyordu. "Ne demek yani yollarda israf?" diye çıkıştı. Mazhar Müfit  o dakikaya kadar zaten kendini zor tutuyordu, fena patladı.  "Şuna beş lira buna on lira bahşiş vermemek demek... Konakladığımız yerlerde hizmet edenlere bahşiş verelim fakat, bahşişin miktarını bana bırakın. Iki lira verilecek yerde on lira verdirmeyin. Kime verileceğini siz söyleyin, kaç para bahşiş verileceğini ben tayin edeyim" dedi. Mustafa Kemal yaramazlık yaparken yakalanmış haşarı çocuklar gibi uslu uslu "peki" dedi. S.364 Köşkün taşınması. 1930...Yalova çiftliğinde ahşap köşkün hemen bitişiğinde Çınar ağacının dallarıni kesiyorlardı. Görür görmez müdahale etti,. "Ağaç kesilmeyecek, bina kaydırılacak" dedi. S.391 Cumhuriyet köyu projesi hazırlattı. Dairesel yerleşim planına sahip olan ideal köy projesinde, okul, kütüphane, sağlık ocağı, öğretmen doktor ebe lojmanı, fabrika, otel, telefon santralı, itfaiye, veterinerlik, konferans salonu, çocuk parkı, panayır yeri, gazino, hamam, cami, spor alanı, gençlik kulubü, halk odası,ziraat müzesi,kooparatif binası, mandıra, koruluk, ahır, ağıl, mezbaha, tavuk, tavşan arı istasyonları, değirmen, taş ocağı, kiremit ocağı, tuvalet, köy meydanı, mezarlık vardı. Ve... Hayvan mezarlığı vardı. S402 Saklısı gizlisi yoktu " Kötü ruhlu kişiler dedi kodumu yapmaya kalkıp, Mustafa Kemal dün akşam içki içmiş derlerse, evet içti, evet dans etti cevabını verin. Her şeyi günahıda sevabı da açık yapmak gerekir. Ne yapacaksak daima milletin gözünün önünde yapacağız" diyordu. S.426 Mustafa Kemal'i hedef alan algı projesinin iki amacı vardı. Bağımsız Türkiye'nin kendine müttefikler bulduğunu, ekonomisinin sıçrayarak büyüdüğünü, halkın eğitim seviyesinin hızla yükseldiğini görüyorlardı. Avrupa'da faktör olmasını önlemeye çalışıyorlardı. Öbür taraftan, Libya, Tunus, İran, Afganistan, Cezayir, Mısır gibi müslüman ülkelerin Türkiye Cumhuriyeti'ni örnek aldığını görüyorlardı. Mustafa Kemal devrimlerinin sirayet etmesini önlemeye çalışıyorlardı. S.454 Mustafa Kemal'in tarihteki ilk biyografisi. 1932'de yazıldı. İngiliz istihbarat subayı tarafından kaleme alındı! Harold Courtenay Armstrong Yüzbaşıydı. Birinci Dünya Savaşı'nda Kut'ül Amare'de Türk birliklerine esir düşmüştü. Hücre hapsi yatmıştı, buyüzden kişisel nefreti vardı. Rüşvet vererek esir kampından kaçtı, işgal edilen İstanbul'da görev yaptı, yakalanan kuvvacıları kurşuna dizdirmekten zevk alırdı. Yazdığı kitabın adı kısaca Bozkurt olarak bilinir. Oysa orjinal adı Bozkurt, Mustafa Kemal,  Bir Diktatörün Hususi Hayatının Tetkiki'ydi. S.455 Mustafa Kemal'e yönelik sapıkça itamların yer aldığı, gelmiş geçmiş en ağır iftiraların atıldığı kitap da, 1968 yılında, yine Ingiltere üzerinden piyasaya sürüldü. Rıza Nur... Hekimdi. Milletvekiliydi. Lozan konferansı'na delege olarak katılmıştı. Mustafa Kemal'e yönelik başarısız İzmir Suikastinden sonra apar topar yurt dışına gitti 12 yıl Mısır'da yaşadı. Mustafa Kemal  tarafından Nutuk'ta adı sanı verilerek açıkca suçlandı. Balkan Savaşı'nda vatana ihanet ettiği Türklere karşı kışkırttığı, Arnavutların ayaklanması için gizli faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. Yurtdışına kaçtıktan bir yıl sonra Nutuk'ta böyle deşifre edilince, Mustafa Kemal'e karşı iyice kinlendi, delicesine nefret ediyordu. 1928'de oturdu kitap yazdı. "Hayat ve Hatıralarım" adını verdi. Ikibin sayfaydı, güya anılarını anlatıyordu. Bir yalanın bir başka yalan tarafından çürütüldüğü, akıl almaz hezayanlarla dolu bu kitapta Mustafa Kemal'e en ağır hakaretler, iftiralar yapılmaktaydı. Kitabı yaynlamadı. Ya ne yaptı? 1935 yılında British Museum'a teslim etti. 1960 yılına kadar yayınlanmayacak dedi. Neden böyle şart koştu? Adı geçen tüm şahitlerin 1960 yılına kadar vefat edeceğini, yalanlarını yalanlayacak kimse kalmayacağını düşünüyordu. Yoksa yurt dışındaydı. Istediği yayınevine gider, istediği zaman yayınlatırdı. Nefretini kinini gelecek kuşaklara bırakmak istemişti. 1942'de öldü. Bu sapıkça iftiralarla dolu kitabı, 1968 yılında Kadir Mısırlıoğlu tarafından Türkiye'de yayınlandı. Güya " Altındağ Yayınevi" adıyla bir yayınevi tarafından basılmıştı. Oysa böyle bir yayınevi yoktu. Hayaliydi. "Rıza Nur'un British Museum'a bıraktığı hatıralarının mikro filmi elime geçti, ben de yayınladım" diyordu. S.459 Not: ilk kez bu kadar uzun bir inceleme yazdım, bu alıntılara oldukça gerek vardı diye düşünüyorum, Bundan 24 yıl evvel bir iş arkadaşımın oğlu imam hatip lisesinde okuduğunu ve Atatürk'ten nefret ettiğini belirtmişti. Nedenini sorduğumda imam hatipteki öğretmeninin anlattıklarından kaynaklı olduğunu belirtmişti, belliki Üste belirtilen kaynaklardan beslenmiş öğretmeni, onun için, "İyi Kitaplar okumayanın, okumuş olması ile cahil kalması arasında bir ayrım yoktur." Sözünün bir kez daha öneminin altını çizmek gerekir. Son bir alıntı ile bitirelim. O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir. Claude FARRER - Fransız Yazar
Mustafa Kemal
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
·
1.945 görüntüleme
ZÜBEYDE ASYA okurunun profil resmi
Çok ayrıntılı ve özel bir inceleme olmuş. Elinize, yüreğinize sağlık. İnşallah ben de okurum.
Nurettin Polat okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, sağolun.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.