Gönderi

Birincisinde yüz otuz iki bin olan nüfus, yüz bine inmişti. İkincisinde şehir kökünden sarsılmıştı. Fakat bu seferki yıkılış çok başka bir şeydi. Bu sefer ölüm, geride kendinden başka hiçbir canlı şey koymamak ister gibi, şehre saldırmıştı. Gerçekten kendi malı olan uçsuz bucaksız bir mezarlığın bir ucundaki küçük bir şehir iskeleti, artık sadece bir harabeyi çevreleyen birkaç kapı adıyla birkaç bozuk yol bırakarak çekilip bitmişti. Hemen herkesin yalnız kendisinin anlatabileceği bir hikayesi vardı. Hemen herkes birkaç kişiye ağlıyor ve akibetini hala bilmediği bir sevdiğini bekliyordu.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.