Sanırım böylesi vakalarda, deliye deliliğiyle alay edebilen ve bunu dostane bir şekilde yapabilen, deliye içerisinde yaşadığı cemiyetin kendisinden daha deli olduğunu gerekli söylem metodunu kullanarak anlatabilen bir yoldaş lazım. Beyaz duvarlar, hasta bakıcılar ve karamsarlık değil. Elbette psikiyatri disiplinine dair bilgisi kıt olan bendenizin yüzeysel görüşüdür bu. Ağır saykotik vatandaşlar gözümün önüne geliyor ve ne diyeceğimi bilmiyorum.
Temel problem o yaklaşıma cevap vermeyecek olduğu, sanırım. Zira psikoz geçiren kişilerin maalesef, dalga geçmek için bile, içgörüleri yok. Yaşadıkları her şeyi, bizim yüzümüze yediğimiz bir tokat kadar canlı ve diri hissediyorlar. Klasik tedavi en doğrusu sanımca. Hasta içgörü kazanana kadar antipsikotik ve antidepresanlarla ilaç tedavisi, ardından psikoterapi.