et-Tevvab (ve bu ismin mazharı olan kul), sevilen olduğu için, yaratıklar
içinde bilinmeyendir. Seven, sevdiğini kıskanır ve bu nedenle
onu yaratıkların gözlerinden örter. Çünkü Hak bu insanı kullarına gösterseydi,
kulları onun içinde bulunan güzellik nedeniyle ona bakar ve
onu severlerdi. Onu sevdiklerinde ise, himmetlerini ona yöneltir, onun
da kendilerine yönelmesine yol açarlardı. Bu durum şu ilahi huydan
kaynaklanır. Allah Teala ‘Beni zikredin ki, sizi zikredeyim’, ‘bana uyun
ki sizi sevsin’ buyurur. Hakkın kuluna yönelmesinin nedeni, kulun
Hakkın emrine yönelmesidir. Yaratan’da böyle ise, yaratılmış hakkında
ne. zannedersin? Yaratılmış insanlara daha hızla yönelir. Çünkü o, etkiye
açık bir yerdir. Kendilerinden çıkan bu kabul nedeniyle, insanlar
onu sevebilir diye Allah onu gizlemiş, böylece onu bilememişlerdir.
Bunlar, ‘gayret (kıskançlık) perdesi’ altında gizlenmiş gelinlerdir. Onlara
‘günahkârlar’ denilir. Allah’a yemin olsun ki, onlar günahkâr değil,
korunmuş ve sakınılmış kimselerdir.
Bu makam, ‘tövbeden tövbe’ makamıdır. Başka bir ifadeyle, sahibine
‘tevvab (çok tövbe eden)’ denilen bir tövbeyle tövbekâr’ diye hüküm
verilen ‘tövbeden tövbe’ makamıdır.