Gönderi

et-Tevvab (ve bu ismin mazharı olan kul), sevilen olduğu için, yaratıklar içinde bilinmeyendir. Seven, sevdiğini kıskanır ve bu nedenle onu yaratıkların gözlerinden örter. Çünkü Hak bu insanı kullarına gösterseydi, kulları onun içinde bulunan güzellik nedeniyle ona bakar ve onu severlerdi. Onu sevdiklerinde ise, himmetlerini ona yöneltir, onun da kendilerine yönelmesine yol açarlardı. Bu durum şu ilahi huydan kaynaklanır. Allah Teala ‘Beni zikredin ki, sizi zikredeyim’, ‘bana uyun ki sizi sevsin’ buyurur. Hakkın kuluna yönelmesinin nedeni, kulun Hakkın emrine yönelmesidir. Yaratan’da böyle ise, yaratılmış hakkında ne. zannedersin? Yaratılmış insanlara daha hızla yönelir. Çünkü o, etkiye açık bir yerdir. Kendilerinden çıkan bu kabul nedeniyle, insanlar onu sevebilir diye Allah onu gizlemiş, böylece onu bilememişlerdir. Bunlar, ‘gayret (kıskançlık) perdesi’ altında gizlenmiş gelinlerdir. Onlara ‘günahkârlar’ denilir. Allah’a yemin olsun ki, onlar günahkâr değil, korunmuş ve sakınılmış kimselerdir. Bu makam, ‘tövbeden tövbe’ makamıdır. Başka bir ifadeyle, sahibine ‘tevvab (çok tövbe eden)’ denilen bir tövbeyle tövbekâr’ diye hüküm verilen ‘tövbeden tövbe’ makamıdır.
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.