New York'tan kaçıyordu, çünkü orada Berlin'i ve Viyana'yı olduğu gibi karşısında bulmuştu; ağzından dökülenler şikayet ve sızlanmadan ibaret olan, ihtişamını kaybetmiş bir sürgün halkla, ıstırabını paylaşacağı ruh ikizini arayarak yüksek binaların arasında dolaşıp duran düşmüş bir halkla karşılaşmıştı.