Gönderi

Sanatına kıyan geri adam!..
Sene 1928... Benim şiir diyapazonumun herkesçe beğenilmek noktasından en dik irtifaları kaydettiği basamak... Bütün eser mevcudum o zaman 64 yaprak ve 128 sahifeyi geçmezken, hakkımda yazıp çizilenler bunun on mislini aşmakta... Yakup Kadri, Alp Dağlarından gönderdiği makalelerde beni, ilk defa tarafından keşfedilmiş bir dehâ diye belirtir. Nurullah Ata (Ataç) benim gedikli meddahım geçinir; İsmail Habib «Edebi Yeniliğimiz» de, bendeki his ve hayal yüksekliğine hiçbir şiirin çıkmamış olduğunu kaydeder, Peyami Safa ile Mustafa Sekip de işi, dürüst fikir plânında incelemeye çalışır; ve daha ileride de Yaşar Nabi, ismimi «bir mısraı bir millete şeref verecek şair» diye anarken... Bunları niçin ortaya döküyorum, biliyor mursunuz; bunları, bu teneke madalyaları?.. Ben, O Tepenin rüzgârını aldıktan ve Müslümanlığımı bayraklaştırdıktan sonra, bu insanlardan bir ikisi müstesna, hemen hepsi ve daha niceleri benden yüz çevirdi ve beni, «Sanatına kıyan geri adam» diye yaftaladı da ondan...
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.