Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Uyan Dostum Uyan!
Bir kıyım oldu yaratılışın ilk döneminde. Kardeş kardeşe kıydı. Tamamen dürtüsel nedenlerden… İnsanın o mücadele etmesi gereken ilkel tarafı yüzünden. Karmaşık, girift, mükemmel bir yapıyı sıradanlaştıran, basitleştiren zayıf noktası... İnsanı ayartılabilir kılan tarafı, aynı zamanda iradeyi ve ihtiyarı çok kıymetli kılan taraf. İlk cinayetten sonra kan akıtma bir daha hiç durmadı. Büyük ırmaklar oluşturacak kadar aktı kan, hep aktı. Her aktığında bir de ilk failin hanesine yazdı. Bundan dolayıdır, ne zaman bir kardeş kanı söz konusu olsa Habil ile Kabil de birlikte anılır. Büyük Irmaklardan Bile, kardeş kanının dökülmesini anlatan, içinde masalları ve sembolik değinileri olan bir distopya. Bu yüzden masalları Habil ile Kabil’e çıkıyor. Bu yüzden yerde ademoğulları gökte yine kargalar var. Okuyucu, masallara dokunan bu distopyada kargalarla birlikte izleyici pozisyonunda. Bu insanlığın yabancı olmadığı, çeşitli biçimlerde farklı coğrafyalarda tekrar tekrar yaşanmış ve yaşanan, muhtemelen yaşanmaya da devam edecek bir öykü. Kendi halinde yaşayan bir topluluğa hep birileri gelip renk veya kafatası (ırk) farklılığından dolayı siz aslında başkasınız demiştir. Eğer ki o topluluk fazlasıyla homojen hale gelmiş, bozulmamış bir yapıdaysa bu farklılığa ikna olması zaman almıştır sadece. Bir ‘uzun bacaklı’nın gelip farklılaştırarak ayrılıkları belirginleştirmesiyle nifak tohumları ekilmiş olur (Yazarın bunu mecazi anlamının dışında tohumla anlatmış olması da bizlere göz kırpmasıydı). Daha sonrası o insanın içindeki yıkıcılığın köklerini oluşturan ilkel yanına kalır, hiçbir güçlü ses de “Durun! Siz kardeşsiniz” diyemez. Demeye çalışanı ortadan kaldırıp dayanışmanın, barışın, kardeşliğin sembolü ilan ederler akılla alay edercesine. İddia; o topluma barış, özgürlük, düzen, nizam getirmektir. “Eğer ki bir nehirde iki balık kavga ediyorsa, bilin ki oradan az önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir” Kızılderili Atasözü Kurguda anlatılanların simgesel olduğunu kavrayabilirsek romanın evrenin genişleyip mesajının büyüdüğünü de görmüş oluruz. Romanda yer alan ‘uzun bacaklılar’ ı gönderme yaptığı Kızılderili atasözüne bakarak sadece İngilizler olarak düşünmemeli. Çeşitli tarihsel olaylardan dolayı sinsilik, sömürü, nifak tohumlarını çağrıştırıyor olsalar da bunu farklı dönemlerde başka ülkeler de yaptılar. Misal yine kurguda geçen Utu ve utU ırklarını, Hutu ve Tutsi olarak okursak 1994’te Ruanda Soykırımı’ndaki ‘uzun bacaklılar’ın değiştiğini görürüz, ancak bu perspektif bizi ‘uzun bacaklılar’a karşı aşina kılar, artık onları kolayca ta-nırsınız, zaman zaman değişseler bile. (Daha detaylı bilgi için Ruanda Soykırımı’nı şöyle bir araştırabilirsiniz, hatta izlemeyenler için Hotel Rwanda filmi konuyla ilgili güzel bir filmdir, tavsiye edebilirim.) Yine ülkelerinde savaş olduğu için aşağıdaki ülkeden gelenleri sadece Suriyeliler gibi okumamalı, çünkü onlar Pakistanlı, Afgan, Iraklı, Meksikalı, Asyalı ya da Afrikalı herhangi birileri olabilir. Ne diyordu kitabın ithaf cümlesinde: “Bütün kara kıtalara. Afrika dahil.” Diğer taraftan adadaki halk bazı benzerlikleri ve samimi gelmesiyle ülkemiz insanını andırsa da saflığı, bozulmamış toplum yapısı, kendine özgü sıfatlara yönelik isim-lendirmeleriyle bir Afrika kabilesini, Avustralya Aborjinlerini, Kızılderilileri ya da kendi halinde kendi geleneklerini yaşayan tarihin herhangi dönemindeki birilerini anlatıyor olabilir. Böyle bakarsak söz konusu olanın insanlık tarihi olduğunu rahatlıkla anlarız. Meselenin Habil ile Kabil’den itibaren ele alınmış olması da bundan. Toplumların bu tuzaklara düşmesinin nedeni ne peki? Bunu sadece onların saflığına, bozulmamışlığına mı yormalıyız? Bu tek başına yeterli bir cevap değil. Romanda da dikkat çekici bir nokta var: O toplum kendine güvenmiyorsa, olduğundan memnun değilse, kendi kimliğini küçümsüyor, aşağılıyorsa, edindiği aşağılık kompleksi ve değersizlik algısı onları ‘yüksek ülke’ olarak gördüklerine teslim ediyor. Az gelişmiş olmanın verdiği eziklik, kendi değerini yok saydırarak o dolmaları kolayca yutturuyor. ‘Yüksek ülke” ise övüneceği bilimi ve gelişmişliği, yaptıklarını örtecek bir aparat, bir aldatma aracı olarak kullanıyor. Hayatın tabiatı gelişmeyi iktiza eder ancak bu kendi hususiyetini kaybederek tam teslimiyetle oluyorsa artık eldeki bulgurdan da olunmuş, daha beter bir çukura düşülmüş demektir. Uyanık ve kendi olmak bu yüzden önemli. Kurguyu genel olarak anlamlı ve zekice bulsam da basit bir yanının olduğunu da göz ardı edemeyiz. Olayların basitçe somutlaştırılmış olması anlamı daha kolay açık ederken, gerçeğin absürde daha çok yanaşması etki gücünde zayıflama oluşturabilir. Yani bu kurgunun hem güçlü hem de zayıf yanı olarak değerlendirilebilir. Diğer bir zayıflatıcı yan, anlatıcının avanaklığı, çünkü bu zaman zaman okuru sıkabiliyor. G. Süngü karakterlerinin gevezeliğine aşinayız ama bunun yanına avanaklık eklendiğinde daha da çekilmez bir hal alıyor. Aslında bu avanaklığın da kurgu içinde bir anlamı var. Genel hikâye, olaylara maruz kalan ahaliden birinin gözünden bize aktarılıyor. Bu anlatıcının bazen bir çocuk, bazen bir tıfıl, bazen de zekâsı erişmemiş bir yetişkin olduğunu düşünüyorsunuz. İşte anlatıcı baş karakter, ilkel yanlarıyla hareket eden kalabalıktan herhangi birisi olduğu için o vasatlığı fazlasıyla kendinde barındırıyor olması mantıklı. Ayrıca karakter bu haliyle basireti bağlanmış, derin uykudaki hali de çarpıcı bir şekilde sergiliyor. Yöntem anlamlı olsa da uygulaması yorucu. Belki daha başka olabilirdi. Büyük Irmaklardan Bile tümcesi; “Benim adım insanların hizasına yazılmıştır. Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.” diye başlayan İ. Özel’in Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak şiirinde geçiyor bildiğiniz gibi. Kitabın geneline bakarsak, uyandığını diğer uyuyanlara anlatmak isteyen rahatsız bir zihnin çırpınışı bu. Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırma çabasında bulunuyor. Büyük ırmaklardan bile heyecanlı mı? Tartışabiliriz, ama hevesli olduğu kesin.
Büyük Irmaklardan Bile
Büyük Irmaklardan BileGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2022299 okunma
··
1.780 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Güray Süngü okumak güzel. İncelemesini senin gözünden okumak daha güzel Emin Hocam. Nicedir beklemedeyiz, nicelerini beklemedeyiz...
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler Resul Hocam, bu taltifle ben, G. Süngü yeni roman yazmasa da şaşırıp inceleme yazarmışım gibi geldi :) Niceler nicelerine karışır inşallah...
2 sonraki yanıtı göster
Eylül Türk okurunun profil resmi
Kabil'in başlattığı o, 'ben benim, sen de sensin.' sınırında, öldürmenin bir insanın canını almaktan çok öte olduğunu kavrıyoruz; diğerini aynılaştırmak, silikleştirmek, onurunu çiğnemek... Onunla gelen sorumlulukları reddetmek... Çağrı kimden gelirse gelsin, evet ben 'buradayım' diyebilmenin yani 'etik özne' nin yaşamsal faaliyetlerini durdurmak... Ve bunun gibi daha nicesi... İnsan önce kendinin Kabili'dir. Hattâ en bilindik meziyetlerle öldürür kendini; bilgelik gibi, sevgi gibi... :) İnsanın direnme gücünü aşan şey, doğasına atılmış bir kesiktir ve orada bozulma başlar. "Ötekinin acısını haklı çıkarmaya çalışmak, tüm ahlaksızlı­ğın kaynağıdır," diyor, Levinas. Daha güzel ifade edilebilir mi bilmiyorum. Güray Süngü'nün eserlerini ard arda okumayı düşünüyorum, o zaman sıralama için sizden fikir almak isterim hocam :) İncelemenizle ilgili arkadaşlarıma katılıyorum, emek verilmiş kıymetli tespitleriniz için teşekkür ediyoruz. Devamı gelsin. :)
Emin K. okurunun profil resmi
Kabil'in o sınırı 'ben benim, sen çok da mühim değilsin' sınırı gibi. Evet, diğerini yok saymak, isteğini arzusunu onun üstüne koymak, onun kimliğini kişiliğini hiçleştirmek, tercihini geçtim var oluşuna tahammül edememek... İnsanın kendinin Kabil'i olması ise farklı bir bakış açısı, üzerine düşünmek gerek. Yine altın cümlelerle güzel bir katkıda bulunmuşsunuz. "İnsanın direnme gücünü aşan şey, doğasına atılmış bir kesiktir ve orada bozulma başlar." cümlesi harkuladeydi, birçok anlamı içinde barındırıyor. Ne zaman G. Süngü okuması yapmaya başlarsanız fikirlerimi seve seve sizinle paylaşır kendimce bir sıralama oluştururum tabi ki, ne demek :) Değerlendirme ve katkınız için teşekkürler. Devamı da gelir inşallah :)
1 sonraki yanıtı göster
Burak okurunun profil resmi
Emeğine sağlık Emin, yine çok iyi bağlantılar kurmuşsun. Keyifle okudum incelemeni. Karakter hakkındaki şu tespitine de sonuna kadar katılıyorum. Ben de okurken bu kadar da geveze olunmaz ki diye darlandım arasıra :) "G. Süngü karakterlerinin gevezeliğine aşinayız ama bunun yanına avanaklık eklendiğinde daha da çekilmez bir hal alıyor. Aslında bu avanaklığın da kurgu içinde bir anlamı var." Uzun bir aradan sonra seni sahalarda görmek güzeldi, devamı da gelir inşallah :)
Emin K. okurunun profil resmi
Bu seferki karakterinin tuzunu biraz fazla kaçırmış, ölçüyü biraz kısarsa kurtarabilir :) Bu da bir başka denemesiydi, bence son iki romandır denemeler yapıyor. Teşekkürler, sıkı bir G. Süngü okuru olarak incelemeyi beğenmiş olmana sevindim. Elimden geldiğince sahada kalmaya çalışıyorum, dış etkenler ne kadar mümkün olursa artık. Devamı da gelir inşallah, yeni yıldan daha ümitliyim :)
3 sonraki yanıtı göster
Süha Murat Kahraman okurunun profil resmi
Teşekkürler Emin Hocam. Uzun zamandır beklediğimiz inceleme nihayet geldi. Bazı okurların incelemeleri kitabın önüne geçiyor. Hangi kitabı okumuş olması ikinci plana düşebiliyor:) Anladığım kadarıyla Güray Süngü, Habil ile Kabil arasındaki savaşın farklı zamanlarda,farklı coğrafyalarda tekrar ettiğinin, hiç bitmediğinin altını çiziyor. Ölmeden önce ölmeyen insan, kendini bu yaşadığı sürecin dışına çıkaramıyor ve kardeşini öldürdüğünün bile farkına varmıyor. Bu görev de insana ayıbını örtmesini öğreten kargalara düşüyor.:) Uyanan kişilere de insanları bu zor zamana uyandırmak kalıyor. Güray Süngü "Büyük Irmaklarda Bile" ile hepimizi dürtüyor, konforumuzdan uyanalım diye. Bu sesi duyup gözünü açabilenlerden oluruz inşallah... Eyvallah Emin Hocam:)
Emin K. okurunun profil resmi
Bekleniyor olmak dönüşleri daha çabuk ve anlamlı kılıyor Murat Hocam, teveccühün için ben teşekkür ediyorum :) Bu konuda elimden geleni yapacağım inşallah. Bu arada güzel bir özetleme olmuş, incelemenin kısa ve öz yansısı gibi, eyvallah :) Uyananlara uyuyan dostları uyandırmak payı düşüyor. Ama konfordan göz açmak en zoru. İnşallah öyle olur...
Liliyar okurunun profil resmi
Emeğine sağlık Emin. Güray Süngü'nün bu kitabını sabırsızlıkla bekliyordum ama kısmen hayal kırıklığına uğradım. Kurgunun zekice oluşuna ve dediğin gibi yazarın gevezeliğine alışkınız zaten. Hatta kendi adıma söyleyeyim, belki bu özelliklerinden dolayı çok seviyorum. Ama dildeki o 'avanaklık' dediğin durum beni oldukça zorladı. Bu kadarına, bu kadar yoğununa hiç gerek yoktu diye düşünüyorum. Güzel incelemeydi, teşekkürler. :)
Emin K. okurunun profil resmi
Bence son iki romandır G. Süngü farklı denemeler yapıyor. Bir önceki romanında da argo ve ergen ağzını denemişti hatırladığım kadarıyla ve bana göre olmamıştı. Bunda da alışık olduğumuz gevezeliğe avanaklığı eklemiş. Biraz fazla kaçmış burada da. Yer yer okuru sıkıyor, kurgunun akışına da ket vuruyordu. G. Süngü'nün geri dönüşleri değerlendireceğini düşünüyorum. Kitabı ilgiyle beklemiş, çıkar çıkmaz da okumuşsun anladığım kadarıyla. Beklenti ne kadar büyükse hayal kırıklığı da o nispette oluyor. Yamuk seni daha da fazla hırpalamıştır haliyle :) Zaman ayırıp incelemeyi okuduğun, değerlendirdiğin için ben teşekkür ediyorum.
Ferah okurunun profil resmi
Bu kitabın da olduğu kargom sabah geldi. İncelemen güzel bir tevafuk oldu. Senin gözlemin ile okuyacak olmam daha sağlıklı hissettiriyor. Emeğine sağlık olsun
Emin K.
Emin K.
🍀
Emin K. okurunun profil resmi
Çok iyi denk gelmiş gerçekten de. Şimdi kitabı okumak daha da keyifli olacaktır diye umuyorum :) Seni buralarda görmek, incelemyi okuduğunu bilmek de daha güzel hissettiriyor. Teşekkürler Ferah abla, şimdiden keyifli okumalar diliyoum. Bakalım beğenecek misin kitabı? :)
4 sonraki yanıtı göster
müteneffir okurunun profil resmi
Kitap bittiğinde zihnimde uçuşan/oluşan düşünce kargaşasını şu incelemeyle bir nebze de olsa düzene soktum diyebilirim. Teşekkürler inceleme için.
Emin K. okurunun profil resmi
Rica ederim, bunu duymuş olmak sevindirici :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.