Gönderi

DOLAPDERE
İstanbul'un semt adları yok mu? Bayılırım onlara. Ne güzelleri vardır. Yalan da olsa, yanlış da olsa, bu semt adlarından insa­nın muhayyelesine bir şeyler üşüşür. Başka yönlerden gelmiş anılar kaynaşıverir içimizde. Bir filmdir başlar dönmeye bey­nimizin karanlığında. Dolapdere'de bostanları sulayan dolabı gözümüzü kapa­madan da görüyoruz: Sıra sıra bostanların kuyuları, kocaman kovalar, gözlerine mendil bağlanmış bir emektar beygir, bir gıcırtı, kovaların deliklerinden durmadan düşen su, zincir şı­kırtıları, dolap beygirinin adaleleri, tahtadan olukların arklara gönderdiği sularda ışık ve güneş oyunları, atın duraklayışı, hızlanışı, bahçıvanın hooo sesi, çıplak ayaklı bir Arnavut kı­zının pespembe topukları, burma kırmızı bıyıklarında hıyar çekirdekleri, Sigara dumanları, tütün ve hiddet tutuşan bir elli­lik bahçıvan, kuyruğu havada düşmanca dönüvermiş, sırtının tüyleri diken diken, burnu ağzı kapkara, ıpıslak, dili bir eski zaman pembesi ile pembe bir acar, edepsiz dişi köpek ... Bu semtlere Beyoğlu'nun ta garaja kadar her sokağından inebilirsiniz. Ben en şairanesini seçtim. Elmadağı'ndan indim.
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Sayfa 949 - Sait Faik Abasıyanık Bütün Eserleri, YKY Yapı Kredi Yayınları, Alemdağı'nda Var Bir YılanKitabı okudu
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.